 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E. 1997/3438
K. 1997/8941
T. 7.10.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
KARAR ÖZETİ: 40-50 yıldır davacılar ve murislerinin zilyetliğinde tarım arazisi olduğu ve keza yine davacılar ve murisleri tarafından otundan yararlanmak suretiyle 40-50 yıldır' zilyet edildiği; mera, orman Hazine arazisi olmadığı, üçüncü kişilerin bu yerde hakkı bulunmadığı yerel bilirkişi tanık beyanları uzman bilirkişi raporları ile saptanan nizalı taşınmazların, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğuna ilişkin mahkeme kararının yasal dayanağı yoktur.
(743 s. MK. m. 639)
(3402 s. Kadastro K. m. 14)
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda; davanın reddi yolunda kurulan 30.10.1996 günlü hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar Mustafa ve Mehmet vekili ile müdahil Orman Yönetimi tarafından istenilmekle; dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
I- İncelenen dosya kapsamına ve özellikle keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın resmi belgeler de uygulanmak suretiyle orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiğine göre, Orman Yönetiminin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi gerekmiştir.
II- Davacılar Mehmet ve Mustafa vekilinin temyiz itirazlarına gelince; arazi kadastrosunca 103 ada 17 parsel sayılı taşınmaz tarla niteliği, 19.900 m2. miktarı ile tespit edilip, asliye hukuk mahkemesinde davalı olduğundan, malik hanesi açık bırakılarak, 3402 sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca kadastro mahkemesine devredilmiş, davacılar Mehmet ve Mustafa tarafından asliye hukuk mahkemesinde açılan tescil davası görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Yerel mahkeme (çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan ziraat arazisi olduğu bilirkişiler tarafından bildirilmişse de dosya kapsamına göre taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, zilyetlik şartlarının gerçekleşmediği) gerekçeleriyle davanın reddine, 103 ada 17 parselin Hazine adına tesciline karar vermiştir. Mahkemece zilyetlik delillerinin takdirinde yanılgıya düşülmüştür. Şöyle ki; davacılar Mehmet ve Mustafa tarafından tescil davası açılan taşınmaz, fen bilirkişisi Zihni tarafından düzenlenen 05.07.1993 tarihili krokide (A) ile gösterilen 8700 m2'lik ve (B) ile gösterilen 2300 m2'lik olmak üzere toplamı ı .000 m2'lik taşınmazdır. Anılan krokide (B) ile gösterilen 2300 m2'lik kesiminin 40-50 yıldır davacılar ve murislerinin zilyetliğinde tarım arazisi olduğu, (A) ile gösterilen 8700 m2'lik kesiminin ise davacılar ve murisleri tarafından otundan yararlanılmak suretiyle 40-50 yıldır zilyet edildiği, mera, orman Hazine arazisi olmadığı, üçüncü kişilerin bu yerde hakkı bulunmadığı yerel bilirkişi, tanık anlatımları ve uzman bilirkişilerin raporları ile belirlenmiştir. Mahkemenin çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğuna ilişkin gerekçesinin yasal dayanağı yoktur.
Mahkemece yeniden yapılacak keşifte, 103 ada 17 parsel sayılı taşınmazın krokisi ile fen bilirkişisi Zihni tarafından düzenlenen 05.07.1993 tarihli kroki ölçekleri eşitlenmek suretiyle) tapu fen eleman bilirkişi eliyle zemine uygulanarak; davacıların tescil davasına konu olan (A) ve (B) olmak üzere toplam 11.000 m2'lik kesim 103 ada 17 parselden ifraz edilmeli, 103 ada 17 parsel sayılı taşınmazın tescil davasına konu olan 11.000 m2'lik kesimi ile tescil davasının konusu olmayan geri kalan 8900 m2'lik kesimi ayrı ayrı renklerle işaretlenmeli fen elemanı bilirkişiye uygulamayı gösteren kroki düzenlettirilmelidir. 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde vurgulanan kısıtlamalar nedeniyle davacıların babası Hüseyin yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkemeler yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılmalı, zilyetlik yolu ile kazandığı toprak bulunup bulunmadığı saptanmalı, yasadaki sınırın aşılmadığının belirlenmesi halinde 11.000 m2'lik kesim yönünden davacıların davasının kabulüne bu kesimin adlarına tapuya tesciline, 103 ada 17 parsel sayılı taşınmazın tescil davasına konu olmayan 8900 m2'lik kesiminin ise tespitteki tarla niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmelidir.
Değinilen yönler gözetilmeksizin, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle müdahil Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının (REDDINE), II. bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), dava tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi gereğince duruşmada hazır bulunan temyiz eden davacılar Mehmet ve Mustafa vekili için takdir olunan 100.000.-TL. vekalet ücretinin davalı Hazineden alınarak davacılara verilmesine, peşin temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 7.10.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.