 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E. 1997/3056
K. 1997/6847
T. 24.6.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ORMAN TAHDİDİNE İTİRAZ
KARAR ÖZETİ: Tapu kaydına dayanmak koşuluyla tahdidin kesinleşmesini takiben on yıllık hak düşürücü süre içerisinde orman tahdidinin iptalini istemek olanaklıdır. Böyle bir durumda uyuşmazlık; kesinleşmiş orman tahdidine göre değil; taşınmazın orman niteliğinin öncesi itibariyle araştırılarak, ulaşılacak sonuca göre çözümlenmelidir.
(6831 s. OK. m. 1, 11)
(4785 s. OKDK. m. 1)
(5658 s. OKEK. m. 1)
Taraflar arasındaki orman tahdidine itiraz, tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması. sonunda; davanın kısmen kabulü yolunda kurulan 03.12.1996 günlü hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi Orman Yönetimi, Yusuf ve arkadaşları tarafından istenilmekte; dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
Davacı-davalılar Yusuf ve arkadaşları, İskenderun-Pirinçlik Köyü'nde yeralan 1116 parsel sayılı taşınmazın orman sınırları içine alınmasına itiraz ederek, çekişmeli taşınmazı orman içine alan orman kadastro komisyonu işlemlerinin iptalini istemiş, buna karşın davalı-davacı Orman Yönetimi, aynı yerin kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kaldığından bahiste Yusuf ve arkadaşları adına tapu sicilinde kayıtlı bulunan tapu kaydının iptali ile orman olarak Hazine adına tescilini talep etmiş, Yerel Mahkeme davayı kısmen kabul ederek 09.07.1996 tarihli bilirkişi raporunda yeşile boyalı 42.063 metrekarelik kesimin tapusunun iptali ile orman olarak Hazine adına tesciline, kalan kısmen ise orman tahdit sınırları dışında bulunması nedeniyle Yusuf ve arkadaşlarının bu bölüme yönelik davalarının reddine karar vermiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve özellikle bilirkişi raporuna göre, çekişmeli 1116 parsel sayılı taşınmazın 30.000 metrekarelik (A) harfi ile gösterilen bölümünün kesinleşmiş orman tahdit sınırları dışında kaldığı anlaşılmakla, bu bölüme yönelik Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Yusuf ve arkadaşlarının temyiz itirazlarına gelince:
Adı geçen gerçek kişiler, çekişmeli 1116 parselin tamamını orman sınırları içine alıp da 19.10.1988 tarihinde kesinleşen orman kadastrosunun eski tarihli tapu kaydına dayalı olarak iptalini istemektedirler. Gerçekten 3373 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 11. maddesi gereğince tapu kaydına dayanmak koşuluyla tahdidin kesinleşmesini takiben on yıllık hak düşürücü süre içerisinde orman tahdidinin iptalini istemek olanaklıdır. Böyle bir durumda ise uyuşmazlık, somut olayda olduğu gibi kesinleşmiş orman tahdidine göre değil de taşınmazın orman niteliğinin öncesi itibariyle araştırılması sonucu ulaşılacak sonuca göre çözümlenmelidir.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Yasa ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince, 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 Sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir.
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman yüksek mühendisi bulunamadığı takdirde, orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesi'nin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli, kesinleşmemiş tahdit söz konusu olduğuna göre, uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren, ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; ayrıca, yukarıda değinilen diğer belgeler uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; çekişmeli taşınmazın memleket haritasına göre, konumu saptanıp; bu harita ile irtibatını duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösteren, memleket haritasındaki renkleri ve işaretleri aynen içeren, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilip, bilimsel verilen bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda bir nolu bendde açıklanan nedenlerle, Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının (REDDİNE), iki nolu bendde açıklanan nedenlerle, Yusuf ve arkadaşlarının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 42.063 metrekarelik bölüme yönelik olarak (BOZULMASINA), istek halinde adı geçen gerçek kişilerin yatırdıkları peşin temyiz harçlarının iadesine, dava tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi gereğince duruşmada hazır bulunan Yusuf ve arkadaşları vekili için takdir edilen 6.000.000.- TL. vekillik ücretinin Orman Yönetiminden alınıp adı geçene verilmesine, 24.06.1997 günü oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Somut uyuşmazlıkta, davacı Orman Yönetimi çekişmeli 116 parsel sayılı taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kaldığını bildirerek, tapu kaydının iptalini, gerçek kişi davacılar ise; iptali talep edilen tapu kaydına dayanarak, 6831 sayılı Yasanın 3373 sayılı Yasayla değişik 11. maddesinde ifadesini bulan on yıllık süre içerisinde açtıkları dava ile kesinleşmiş orman tahdidinin iptalini istemişlerdir.
6831 sayılı Orman Yasasının 11. maddesi ile açılmasına olanak verilen bu tür orman tahdidine itiraz davalarında, muhtemel bir yanlışlığa meydan verilip, tapu kayıt maliklerinin zarara uğramaları önlenmek istenmiş, bunun sonucu olarak da çekişmeli taşınmazın orman niteliği, sayın çoğunluk görüşünde belirtildiği gibi, kesinleşmiş ve iptali istenen orman tahdit haritasına göre değil de taşınmazın öncesinin araştırılarak ulaşılacak sonuca göre belirlenmesi gerektiği kabul edilmiştir. Ne var ki, bu olgu sadece gerçek kişi davacılar yönünden değil, diğer davacı Orman Yönetimi yönünden de kabul edilmesi gereken bir yasal düzenlemedir. Bu nedenle, çekişmeli 116 nolu parselin uygulama sonucu orman tahdit sınırları dışında kalan 30.000 metrekarelik bölümünün de orman niteliği öncesi itibariyle sayın çoğunluk görüşünde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda saptanmalı, belirlenecek kanıtlara göre anılan kesim hakkında bir hüküm kurulmalıdır.
Bu nedenlerle, tahdidin Orman Yönetimi için kesinleştiği kabul edilerek, dışta kalan kesim için de araştırma yapılması gerektiği halde, bunu gözetmeyen sayın çoğunluğun oluşturduğu eksik bozma gerekçesine katılmıyorum.
Ferruh ATBAŞOĞLU
Başkan