Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/2840
Karar No : 1998/293
Tarih : 22.01.1998

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
ORMAN TAHDİDİ
TESCİL
 
KARAR ÖZETİ: Orman Genel Müdürlüğünün, orman kadastrosu yapılmamış bir yerde orman tahdidi yaptırarak ormanların tapuya tescilini sağlamakyerine, MK.nun 639.maddesi uyarınca tescil davası açmakta hukuki yararı yoktur. Bu yolda açtığı tescil davasının reddi gerekir.
 
(6831 s.OK.m.11/4)
(743 s.MK.m.639)
 
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda; davanın reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı ve katılan Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
 
Ormanların mülkiyeti Hazineye intifa hakkı ise, Orman Genel Müdürlüğüne aittir. 2334 sayılı Orman Genel Müdürlüğü teşkilat ve görevlerine ait Yasanın 2. maddesinin (g) bendi gereğince orman kadastrosunu yürütme görevi Yönetimine aittir. Orman Genel Müdürlüğü orman kadastrosunun yapılmadığı yerlerde Kadastro yaptırıp, ormanların tapuya tescilini sağlayabilir. Bu tescil Medeni Yasanın 639. maddesi kapsamında özel mülk olarak tapuya tescil niteliğinde değildir. Medeni yasanın 639. maddesinde zilyede tanınan tescil isteme hakkı MÜLKİYETE dayalı bir haktır. Orman Yönetimi bu maddeye dayanarak ormanlar yönünden bir tescil davası açamaz. 6831 sayılı yasada da Orman Yönetimine tescil davası açma hakkı tanıyan bir hüküm yoktur. Orman Yönetimi yalnızca kendine tanınan yetki ve yükletilen görevlileri çerçevesinde orman kadastrosu yaptırıp, ormanların 6831 sayılı Yasanın 11/4. maddesi gereğince tapuya tescilini sağlayabilir. Tescil davasının yasal dayanağı yoktur. Yönetimin tahdit yaptırmak yerine böyle bir dava açmakta hukuki yararı yoktur. Açıklanan bu nedenlerle tescil davasının reddi gerekir. Yerel mahkemenin red kararı sonucu itibariyle doğru olup, onanmalıdır.
 
Yerel mahkemenin ayrıca, Yönetimin tescil davası açmakta muhtariyetine karar vermesi doğru değil ise de, bu sonuca etkili görülmemiştir. Tenkit ile yetinilmiştir.
 
SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ile davalı ve katılan Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün (ONANMASINA), onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 22.1.1998 günü oyçokluğu ile karar verildi.
 
KARŞI OY YAZISI:
 
Davacı şirket iki parça taşınmazın gerçek kişilerden satın alındığını ileri sürerek ekleme zilyetliğine dayanıp adına tescil istemiştir. Orman Yönetimi ise müdahil olarak davaya katılmış ve harcını ödeyerek taşınmazın orman olarak tescilini istemiştir.
 
Yerel mahkeme, taşınmazın orman olması nedeniyle zilyetlik yolu ile kazanılamayacağını belirtip, şirketin davasını reddetmiş, Orman Yönetiminin asli müdahale istemine karşı ise (hukukumuzda usulen açılmış bir davaya asli müdahil olarak katılmanın mümkün olmadığı, orman tahdidi görüp orman olan bir yerde tescillin müdahil açısından hukuki yarar sağlamayacağı) belirlenip, yönetimin istemi de reddedilmiştir.
 
Temyiz incelemesi sırasında, sayın çoğunluk, (M.Ynın 639. maddesinde yer alan tescil işleme hakkının mülkiyete davalı bir hak olduğu, kadastro yolu ile tescilin sağlanabileceği, özel mülk olarak tescil niteliğinde olmadığı ve Orman Yönetiminin tescil davası açmak hakkına sahip olmadığı vurgulanıp, yönetime tescil konusunda muhtariyet tanınmasının bile doğru olmadığına değinilip sonuca etkili olmadığı açıklanarak, hüküm sonucu itibariyle doğru olduğu için onanması yoluna gidilmiştir). Hükmün, şirketin isteminin reddine yönelik bölümünün onanması gerekir, zira taşınmazın ORMAN OLDUĞU KESİNLİKLE KANITLANMIŞTIR. Ormanlarda tapu ve zilyetlik yolu ile toprak kazanılamaz. Ancak, sayın çoğunluğun Orman Yönetiminin tescil istemi ile ilgili görüşüne ve isteminin reddi yolundaki karar bölümünün onanmasına katılmak olanaksızdır.
 
Şöyle ki; a- Orman Yönetimi M.Y.'nın 639. maddesine dayalı olarak kendi adına özel mülk şeklinde bir tescil istememiştir.
 
b- Orman Genel Müdürlüğünün 3234 sayılı teşkilat yasasında belirlenmiş olan yetki ve görevinin gereğini yapmaktadır. Bu cümleden olarak ormanlarla ilgili her tür davayı açmak hakkına 'sahiptir. Zira (ormanların korunması, gözetimi, tescilinin sağlanması, denetimi, işletilmesi) gibi her türlü hak ve göreve sahiptir.
 
c- Buradaki tescil istemi, yasaların kendisine tanıdığı hak ve görevleri cümlesinden olarak ORMAN OLDUĞU SAPTANAN TAŞINMAZ1N HAZİNE ADINA TESCİLİNİ içermektedir. O halde M.Y.nın 639. maddesindeki mülkiyete dayalı ŞAHSİ İSTEK DEĞİL Anayasa ve Yasaların verdiği hak, yetki ve görevle ormanların Hazine adına ORMAN NİTELİĞİ İLE TESCİL İSTEMİDİR.
 
Bu istem yasaldır, doğrudur, yerindedir.
 
6831 sayılı Yasa, ormanların kadastrosunun nasıl yapılacağını belirlemiş, tüm yolları göstermiştir.
 
Ne varki; ne 6831 sayılı Yasada ve de başka bir Yasada Orman Yönetiminin (TESCİL DAVASI AÇAMIYACAĞINA DAİR BİR TEK MADDE YOKTUR). Yasalar incelenirken ve yorumlanırken olumsuzlukla ilgili madde aranmaz. Yani ORMAN YÖNETİMİNİN TESCİL DAVASI AÇACAĞINA DAİR YASA HÜKMÜ YOKTUR, şeklindeki düşünceden hareket edilemez.
ORMAN YÖNETİMİNİN TESCİL DAVASI AÇMASINI ENGELLEYEN HÜKÜM YOKTUR, KURALINDAN YOLA ÇIKILMASI GEREKİR
 
Gerçekten, ne Anayasada ne de orman yasalarında yönetimin dava açamayacağı yolunda bir TEK HÜKÜM YOKTUR. öyle ise bu olgu yönetimin dava açabileceği anlamını taşır. Kaldı ki kişi ve Kurumlar Anayasanın 36. maddesinde tanımlanan şekilde (Her meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz). Hükmünden yararlanıp, maddenin başlığında belirlenen hak arama hürriyetine sahip olarak, dava açmak ya da davalı olmak hak ve özgürlüğüne sahiptir.
 
Anayasanın dahi güvenceye aldığı bu hak görmemezlikten getiremez. Önemli olan ENGELLEYİCİ HÜKMÜN VAR OLUP OLMADIĞIDIR. Böyle bir hükümde mevcut değildir. Aksine yasalar yönetimi ormanlarla ilgili her konuda görevlendirmiş, yetkili kılmıştır. Y.H.G.K.da dahi 3402 sayılı Yasanın gereği yapılan tespit ve tahditlere karşı yönetimin dava hakkı olmadığını savunanlara karşı dava hakkının varlığı kabul edilmiştir.
 
Yönetim harcını vermiş, asıl mü dahil olmuştur, tescil isteme hakkına sahiptir.
 
Yerel Mahkeme gerekçesinde de (usule uygun bir davada asli müdahalenin yeri yoktur), şeklinde yer alan gerekçe bölümünün de hiçbir dayanağı yoktur. HUMY.nın 53. ila 58. maddeleri ve' 3402 sayılı Yasanın 26/d maddesi uyarınca gerek genel mahkemelerde gerek kadastro mahkemelerinde hak sahiplerinin müdahale hakkı vardır ve bu her zaman uygulanmaktadır.
 
Burada yönetim, doğal olarak orman olan taşınmazın korunması, kullanılması ve mülkiyetinin Hazineye aidiyetinin saptanması yolunda istemde bulunmuştur.
 
Orman olduğu kanıtlanmıştır. O halde, bu taşınmaz eğer yapılan tahdit sonucu orman olarak tescil edilmiş ise tekrar tescile gerek yoktur. Tescil edilmemiş ise, bu kez tesciline engel yoktur.
 
Kadastro yolu ile yapılan tescil ile genel mahkemede istenilen tescil ayrı olgulardır. Kadastro yolu ile tespit ve tescil olanağının varlığı ORMAN YÖNETİMİNİN TESCİL İSTEME HAKKINI ORTADAN KALDIRMAZ.
 
Bütün bu olgulara göre;
 
1- Taşınmazın orman olduğu kesinlikle kanıtlanmış olduğundan, davacı şirketin tescil isteminin reddi doğrudur.
 
2- Ancak Orman Yönetiminin asil mü dahil olarak tescil istemi yolunda dava hakkının varlığı tartışmasız olup, usule uygun harcı ödenip asli mü dahil sıfatı alındığına ve taşınmazın orman olduğu kanıtlandığına göre Hazine adına orman olarak tescili zorunludur. Bu nedenle, yönetimin tescil isteminin kabulü ile orman olarak tescili gerekirken, yönetimin hukuki yararı olmadığından ve müdahalenin hukukumuzda yeri yoktur şeklindeki gerekçe ile yönetimin isteminin reddi usul ve yasaya aykırıdır.
 
3- Orman yönetiminin tescil davası açmak hakkı yoktur şeklindeki, gerekçeye katılma olanağı da bulunmadığından, şirketin temyiz itirazlarının reddi ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün Orman yönetimi lehine bozulması gerektiği inancı ile, sayın çoğunluğun yönetim açısından oluşturduğu düşünce ve karar bölümüne katılmıyoruz.
Ferruh ATBAŞOĞLU Coşkun ŞENGÜLER
Başkan Üye
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini