 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E. 1995/592
K. 1995/9705
T. 11.7.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TEFHİM EDİLEN KISA KARAR
GEREKÇELİ KARAR
HÜKÜM SONUCU
KARAR ÖZETİ: Tefhim edilen hüküm sonucu ile gerekçeli karardaki hüküm sonucunun birbirinden farklı olması ve gerekçeli kararın sonuç bölümünün tefhim edilmeyen hususları içermesi, yargılamanın aleniyeti İlkesine aykırı olup, mutlak bozma sebepleri arasındadır.
(1086 s. HUMK. m. 381, 388, 389, 489)
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda, davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi yolunda kurulan 19.7.1994 günlü hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi Hazine, Orman Yönetimi, Mustafa, Ali ve arkadaşları, Adile ile Mustafa Şefik tarafından istenilmekle; dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
HUMY.nın 381. maddesi uyarınca mahkeme, yargılamanın sona erdiğini bildirdikten sonra kararını tefhim eder. Kararın tefhimi, en az 388. maddenin İİK fıkrasının 4. bendinde belirtilen "hüküm sonucu" nun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur.388. maddenin son fıkrası, hüküm sonucu kısmında, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandı rmayacak biçimde gösterilmesi gerektiğini öngörmüştür. Anılan maddeler, yukarıda değinilen biçimde, 3156 sayılı Yasa ile değiştirilmiş; değişikliği öngören Hükümet gerekçesinde, yürürlükteki yasada, kararın gerekçesiyle birlikte tefhimi öngörülmüş ise de, uygulamada buna uyulmadığına, bu bakımdan enazından hüküm sonucunun duruşma tutanağına yazılarak tefhimi yoluyla maddeye işlerlik kazandırılmasına çalışıldığına; 388. maddenin son fıkrası ile de hüküm sonucu kısmının neyi ifade ettiği açıklanmak suretiyle, hükmün gerekçesiyle birlikte açıklanmaması halinde, tefhim konusu olacak hususların neler olduğunun tereddüte yer vermeyecek biçimde açıklanmasına çalışıldığı belirtilmiştir. Yasa koyucunun esasen daha önce 389. maddede var olan aynı nitelikteki daha genel bir hükmü, açıklayarak ve genişleterek özellikle yinelemesi, benzer hükmü de olduğu gibi bırakması, Hükümet gerekçesinde de ifade edildiği gibi, tefhim edilen kararın mutlaka ve gerekçeli karardaki biçimiyle, tefhim anında eksiksiz olarak tutanaklara geçirilmesine özen gösterilmesini zorunlu göstermesinden kaynaklanmaktadır. Anılan Yasanın şifahi usule tabi işlere ilişkin 489. maddesinde de paralel bir düzenleme yapmaması, bu özenin bir ifadesidir. Bu itibarla ve 3156 sayılı Yasa ile yapılan bu değişiklik sebebiyle, artık, gerekçeli kararın kalemden alınması veya ekli kararın tefhim kılındığının belirtilmesi biçiminde karar tefhimi söz konusu olmadığı gibi, hükmün sonuç kısmının özetlenerek açıklanmasına; karar ile taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların bir kesiminin belirtilmemiş bulunmasına; bunun yanında, tefhim edilen karara sonradan eklentiler yapılmasına yasal olanak kalmamıştır.
Oysa ki; mahkemece, tefhim edilen kararla gerekçeli kararın sonuç bölümü birbirinden tamamen farklı anlatım ve gerekçeli karara yapılan ilavelerle yazıldığı gibi, tefhim edilen kararda sonradan başka bir daktilo ile eklenti yapılmış; bu çıkıntının tefhim edilen hükme dahil bulunduğu belirtilmemiş; eklenti HUMY.nın 390. maddesine aykırı biçimde tutanak katibi tarafından imzalanmamıştır.
Açıklanan bu sebeplerle, tefhim edilen hüküm sonucu ile gerekçeli karardaki hüküm sonucu birbirinden farklı, gerekçeli karar sonuç bölümü tefhim edilmeyen hususları içermekte olup; bu yargılamanın aleniyeti İlkesine aykırı ve mutlak bozma sebepleri arasında bulunduğundan, temyiz itirazlarının bu yönden kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine, Orman Yönetimi, Mustafa, Ali ve arkadaşları, Adile ile Mustafa Şefik'in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına; peşin alınan temyiz harçlarının istekleri halinde yatıranlara iadesine; dava tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince duruşmada hazır bulunan temyiz eden Hazine, Orman Yönetimi vekilleri için takdir olunan 24.800'er lira vekillik ücretlerinin gerçek kişi davacı ve davalılardan alınarak adı geçen Kurum ve Yönetime ödenmesine, 11.7.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.