 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E. 1995/3299
K. 1995/4406
T. 12.4.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
ORMAN
KARAR ÖZETİ: Bir taşınmazın orman olup olmadığı ve hukuki durumu öncesi itibariyle araştırılacağından, yalnızca keşif günündeki bulgulara göre düzenlenen ve bağlayıcı olmamakla birlikte idari raporda öne sürülen hususları cevaplamayan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk kez yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliği ve hukuki durumu 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar hükümleri uyarınca belirlenir. Buna göre;
Yerel mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı getirtilip, öncelikler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, nizalı taşınmazla birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli, 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı, tapu ve zilyetlik yoluyla ormandan yer kazanmak olanağının bulunmadığı ve üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yerlerden olduğu düşünülmeli, toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli, kesinleşmemiş tahdit sözkonusu olduğuna göre; tahdit haritası bilirkişiler eliyle mahalline uygulattırılarak, taşınmazın konumunu duraksamaya yer bırakmayacak biçimde gösteren onaylı kroki düzenlettirilmeli, keza yukarıda sözü edilen diğer belgeler de, uzman bilirkişiler eliyle mahalline uygulattırılarak taşınmazın memleket haritasına göre konumu saptanıp, bu harita ile irtibatını duraksamaya yer bırakmayacak biçimde gösteren uygulamaya ve araştırmaya dayalı onaylı kroki düzenlettirilmeli, bilimsel verilen içeren yeterli rapor alınmak ve ortaya çıkacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
(6831 s. OK. m. 1)
(4785 s. OKDK. m. 1)
(5658 s. OKEK. m. 1)
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda, davanın reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme,hükme yeterli değildir. Şöyle ki; bağlayıcı niteliği olmasa dahi, dosyada mevcut İdare raporunda ileri sürülen yönler karara dayanak alınan bilirkişi raporunda karşılanıp cevaplandırılmamış, rapor keşif günündeki bulgulara göre düzenlenmiştir. Oysa, taşınmazın orman olup olmadığı ve hukuki durumu öncesi itibariyle araştırılmalıdır.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Yasa ile sadece Devlet ormanları belirlenmiştir. 13.7.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince, 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. ladenin koşulları yasada gösterilmiştir.
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman yüksek mühendisi; bulunamadığı takdirde, orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı, tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesi'nin 1.6.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.3.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.6.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli, toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmemiş tahdit söz konusu olduğuna göre, uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren, ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; ayrıca, yukarıda değinilen diğer belgeler uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; çekişmeli taşınmazın memleket haritasına göre, konumu saptanıp; bu harita ile irtibatını duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösteren, memleket haritasındaki renkleri ve işaretleri aynen içeren, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilip, bilimsel verilen bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
S o n u ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Yönetimin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan hancın istek halinde Yönetime iadesine, 12.4.1995 günü oyçokluğu ile karar verildi.
Ü KARŞI OY YAZISI
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda, taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmadığı ifade edilmektedir. Oysa, Orman Yönetimi tarafından verilen 24.2.1995 günlü cevap yazısında; 3402 sayılı Yasanın 4. maddesine göre, orman tahdidi yapıldığı bildirilmektedir. Bu husus üzerinde hiç durulmamıştır.
O halde, taşınmazın bulunduğu yerde orman tahdidi yapıldığı anlaşıldığına göre, mahkemece öncelikle 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca yapılan tahditle ilgili tutanak ve harita, mahallinde önceki bilirkişi dışında seçilecek orman mühendisi ve fen elemanı ile keşif yapılarak zemine uygulanıp, tahdide göre taşınmazın irtibatlı krokisi yaptırılmalı, tahdit içinde kalıyor ise genel kadastronun orman olarak belirlenen yere tutanak düzenleme yetkisi olup olmadığı karar yerinde tartışılmalı, taşınmaz tahdit dışında kalıyor ise, 6831 sayılı Yasanın 11. maddesi hükmünce Orman Yönetiminin dava açma (aktif dava ehliyeti) bulunup bulunmadığı düşünülmeli; oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Yetersiz olan araştırma sonucu yazılı biçimde karar oluşturulması usul ve yasaya aykırı olup, Yerel Mahkeme hükmü bu nedenle bozulmalıdır. Sayın çoğunluğun bozma gerekçesine bu nedenlerle katılmıyoruz.
Gültekin NAZLIOGLU Altan ERTURK
Üye Üye