Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E. 1994/9122
K. 1996/16519
T. 27.12.1996

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
KESİN HÜKÜM
 
KARAR ÖZETİ : Evvelce görülen Tapulama Mahkemesindeki davanın davacıları, eldeki tescil davasının davacılarının murisi veya satıcıları oldukları taktirde, Tapulama Mahkemesince verilip kesinleşen karar ardıllarını bağlar. Tescil davasındaki davacıların, tapulama davasının davacıları ile hiç bir ilişkilerinin bulunmaması halinde ise, Tapulama Mahkemesinin kararı davacıları bağlamaz. Ancak, anılan karar güçlü delil teşkil edeceğinden, aksinin davacılar tarafından kanıtlanması gerekir.
(1086 s. HUMK. m. 237)
(3402 s. Kadastro K. m. 34)
 
Taraflar arasındaki tapuya tescil davasının yapılan duruşması sonunda; davanın kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
 
Tapulama sırasında 462 nolu taşınmaz, senetsizden Hazine adına tesbit edilmiş, Abdullah ile Mehmet'in itirazları sonucu gezici arazi kadastro mahkemesince taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu açıklanarak, tapulama dışı bırakılmış ve bu karar kesinleşmiştir.
 
Davacılar, tapulama dışı kalan bu taşınmazın öncesinin orman olmayıp, kendi zilyet ve tasarrufları altında olduğunu bildirerek, adlarına tescilini istemiş, davaya katılanlar ise taşınmazda payları bulunduğunu bildirerek, paylı olarak adlarına tescilini istemişlerdir. Yerel mahkeme, taşınmazın orman sınırları dışında kaldığını, zilyetlikle iktisap koşullarının davacılar yararına gerçekleştiğini kabul edip, davanın kabulüne karar vermiştir.
 
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Tapulama mahkemesi davasında, davacı durumunda bulunan kişilerin eldeki davanın davacıları ile cüz'i veya külli halefiyet yolu ile irtibatları araştırılmamıştır.
 
Tapulama mahkemesindeki davacılar eldeki davanın davacılarının murisi veya satıcıları olmaları durumunda, verilen karar 3402 sayılı Yasanın 34 ve HUMY.nın 237. maddesi gereğince ardıllarını bağlar.
 
Mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmaması doğru görülmemiştir.
 
Yörede yapılan orman tahdidinde, taşınmazın orman tahdit sınırları dışında kaldığı bildirilmişse de, hükme dayanak alınan bilirkişi raporu krokiye dayanmadığından ve tahdit hattı ile irtibatlandırılmadığından hükme dayanak alınamaz. Davacıların, tapulama davasının tarafları ile hiçbir irtibatlarının bulunmaması halinde, tapulama mahkemesinin kararı davacıları bağlamaz. Ancak, anılan karar güçlü delil teşkil edeceğinden, aksinin davacılar tarafından kanıtlanması gerekir. Yörede orman tahdidinin 1988 yılında yapıldığı ve 2.6.1988'de askı ilanına çıkartıldığı anlaşıldığından, taşınmazın öncesinin hukuki niteliğinin aşağıda açıklandığı şekilde belirlenmesi gerekir.
 
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman yüksek mühendisi bulunamadığı takdirde, orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısında durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesi'nin 1.6.1988 gün ve 31/13 E., K.; 14.3.1989 gün ve 35/13 E., K. ve 13.6.1989 gün ve 7/25 E., K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmemiş tahdit söz konusu olduğuna göre, uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren, ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; ayrıca, yukarıda değinilen diğer belgeler uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; çekişmeli taşınmazın memleket haritasına göre, konumu saptanıp; bu harita ile irtibatını duraksamaya yer vermeyecek biçimde taşınmazın yerini açıkça gösteren, memleket haritasındaki renkleri ve işaretlerini aynen içeren, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilip, bilimsel verilen bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
 
Yukarıda değinilen yöntemle yapılacak araştırma sonucu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun saptanması halinde, bu defa zilyetlik koşullarının gerçek kişi lehine oluşup oluşmadığının araştırılması gerekir. Bu sebeple, mahkemenin açılmamış sayılmasına karar verilen dava dosyasına gönderme yapılarak araştırma yapılmaması doğru değildir.
 
Davacılar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmaktadır. Zilyetlik maddi bir olgudur; bunun, tanık dahil her türlü delille kanıtlanması gerekir. Salt yerel bilirkişi anlatımı hükme dayanak alınamaz. Mahkemece, taraflardan tanıkları sorulup, HUMY.nın 259. ve 265. maddeleri gereğince taşınmaz başında dinlenip; taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı sorularak detaylı bilgi alınıp, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının gerçek kişiler yararına oluşup oluşmadığı eksiksiz saptanmalıdır. Bu hususlar araştırılmadan kişiler lehine hüküm kurulması doğru değildir. Eksik inceleme, araştırma ve uygulamaya dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
 
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde Orman Yönetimine iadesine, 27.12.1996 günü oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini