 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E. 1994/600
K. 1994/578
T. 28.1.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TESBİT DAVASI
MÜTEMMİM CÜZ
AYNİ HAK
DAVA AÇMA HAKKI
KARAR ÖZETİ Ağaçlar, kural olarak üzerinde bulundukları taşınmazın mütemmim cüzüdür ve kesmek üzere başkasına ait taşınmazdaki ağaçların satın alınması, alıcıya, taşınmaza ilişkin ayni bir hak sağlamaz. Bu durumda, davacının, başkasına ait vergi kaydının ağaçlarını satın aldığı taşınmaza uyduğunun tesbitini istemek hak ve yetkisi bulunmadığından, böyle bir tesbit davasının sıfat yokluğu nedeniyle reddi gerekir.
(743 s. MK. m. 619)
Taraflar arasındaki tesbit davasının yapılan duruşması sonunda, davanın kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra,dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
Davacı, dilekçesinde köy, mevki ve sınırlarını bildirdiği taşınmazın üzerindeki ağaçların kesime tabi tutulacağını; bu nedenle, dava dışı kişiye ait vergi kaydının bu taşınmaza ilişkin olduğunun tesbitini dilemiştir.
Türk hukuk sistematiğinde "tesbit" davaları ayrı bir yer almamış; ancak, uygulamada sınırlı çerçevede kalmak üzere bu tür davaların açılabileceği öngörülmüştür. Bunun sıkı koşulları vardır.
Somut olayda, istemin tesbit davasına konu olup olamayacağı tartışmasına girmeden önce, davacının bunu isteme hak ve yetkisinin, yani davacı sıfatının bulunup bulunmadığı konusu üzerinde durmak gerekir.
Davacı, bir vergi kaydının dava dışı üçüncü kişiye alt olduğunu ileri sürdüğü taşınmaza uyduğunun tesbitini istemiştir. Tapu sicilinde kaydı bulunmayan taşınmaz başkasınındır. Üzerindeki ağaçları kesmek üzere davacının satın alması, taşınmazın aynı üzerinde ona bir hak sağlamaz; ağaçlar, kural olarak üzerinde bulundukları taşınmazın hukuksal bakımdan parçasıdır. Davada taraf olma ehliyeti (sıfatı) ancak (yalnız) o hakkın sahibine aittir. İstemin niteliğine ve davacının sıfatına göre, böyle bir tesbit davasını davacı açamaz; hak ve yetkisi yoktur. Davacı, hak sahibi adına dava açabilecek kişileri belirleyen değişik yasalarda gösterilen kişilerden de değildir.
Ohalde, öncelikle davada davacının "sıfat" yokluğu nedeniyle davanın reddi gerekirken, yazılı biçimde kabulü yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç :Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde Yönetime iadesine, 28.1.1994 günü oybirliği ile karar verildi.