Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E. 1994/10510
K. 1996/14827
T. 2.12.1996

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
 
KARAR ÖZETİ : Çok geniş bir alanı kapsayan çekişmeli parsellerin, bir bütün olarak ilk keşfin yapıldığı 1984 yılında dahi doğal ve eylemli Devlet ormanı olduğu, orman örtüsünün giderek yok edilmeye çalışıldığı, 1984'den başlayarak yapılan üç keşif sonucunda düzenlenen uzman bilirkişi raporlarıyla saptandığına, esasen taraf olmadığı bir dava ile miktar ve sınırları değiştirildiği için Orman Yönetimi yönünden bağlayıcı olmayan gayrisabit sınırlı dayanak tapuya ilişkin kök kaydınm saptanan niteliği itibarıyla da taşınmazların 4785 sayılı Kanun uyarınca devletleştirilmiş olduğu belirlendiğine, tapu ve zilyetlik yoluyla ormandan yer kazanmak mümkün bulunmadığına göre; nizalı parsellerin orman olarak Hazine adına tesciline karar vermek gerekir.
(6831 s. OK. m. 1)
(4785 s. OKDK. m. 1)
 
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda, davanın reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
 
Davacı Orman Yönetimi; gerçek kişiler adına tesbit edilen (3-6-12-13-14-15) sayılı parsellerin orman olduğu sayı ile tesbitlerin iptalini, taşınmazların orman olarak tescilini istemiştir.
 
Yerel mahkeme istemi reddedip, 3-14-15 sayılı parselleri özel orman olarak 6-12-13 sayılı parsellerin kültür arazisi olarak kişiler adına tesciline karar vermiştir.
 
Dava konusu parseller, köken olarak T. Sani 1341tarih ve 15 nolu tapu kaydına dayalı olarak tesbit edilmiştir.
 
Bu tapu 919 m2 alanındadır ve sınırları tamamen değişir niteliktedir. Ayrıca, Tirebolu Sulh Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile hem sınırları değiştirilmiş hem de miktarı büyütülmüştür.
 
Öncelikle, esasen sabit sınırlara sahip olmayan tapu kaydının bu değişir nitelikteki sınırlarının değiştirilmesi ve miktarının da büyütülmesi taraf olmayan orman yönetimini asla bağlamaz.
 
Bu tapu, sınır ve miktar tamamen değiştirilerek intikal yolu ile gerek dava konusu olan gerek dava dışı birçok parsele revizyon görmüş ve gerçek kişiler adına tesbitler yapılmıştır. Orman Yönetimini bağlamayan tapunun alanı ve sınırlar itibariyle revizyon gördüğü parseller esasen bir bütün olarak ele alınıp incelenmiştir.
 
Bu bütün üzerinde yapılan ilk keşifde görev alan üç uzman (Doç. Dr.) orman yüksek mühendisi, düzenledikleri 31.7.1984 tarihli raporda (kısmen fındık bahçesine dönüştürülmüş ve kısmen mısır ekilmiş kesimlerin esasen ORMAN NİTELİĞİNDE bir bütün oluşturduğu ve doğal orman alanı olduğu vurgulanarak, genel olarak % 30- 40 ve kısmen % 60-70 eğime sahip arazi üzerinde doğal olarak yetişmiş, kızılağaç, gürgen ve kestane ile böğürtlen, eğrelti, orman gülü gibi bitkilerin yer aldığı, doğal orman yok edilerek fındık dikildiği, toprakta kalmış ve 90 0m. çapında kesilmiş pek çok ağaç kütüklerinin yeraldığı, hatta tomruk halinde kütüklerin varolduğu, orman örtüsünün giderek yok edilmeye çalışıldığı, fındık dikilen kesimlerde toprak kaymalarının başladığı, erozyonun kaçınılmaz olduğu, 6831 sayılı Yasanın 1. maddesine göre tümünün orman sayılan yerlerden olduğu, 2896 sayılı Yasanın 2A ve B maddeleri karşısında dahi orman olarak korunması gerektiği açıklanmıştır.
 
Bu raporu, taşınmazların tümünün ayrım yapılmaksızın, 1984 yılında dahi eylemli orman olduğunu belgelemiştir.
 
31.7.1984 tarihli rapora karşı gerekçeli bir itiraz olmayıp, esasen 18.12.1984 tarihinde davalı vekilinin yeniden keşif isteği mahkemece reddedilmiştir.
 
Bu olguya rağmen, 1986 yılında yeniden verilen keşif kararı 1990 yılında gerçekleştirilmiştir.
 
20.3.1990 tarihli yine üç uzman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda fındıklık alanın genişletilmiş olduğu gerçeği yanında, kısmen aynı bulgular ifade edilip (06-07 kapalılıkta kestane-kayın-meşe ağaçlarının varlığı, orman toprağının karakterini koruduğu) açıklanıp, tapu nedeniyle kısmen özel orman kısmen kültür arazisi olduğu açıklanmıştır.
 
Yerel mahkeme iki keşfe karşın, üçüncü kez keşif yapmış ve üç uzmandan 18.5.1993 tarihli paralel bir rapor almıştır.
 
Açıklanan aşamaya göre, 1984 yılında yapılan keşifte tamamının eylemli orman olduğu ve kısmen kesilmiş 90 cm çapında ağaç kütüklerinin ve tomrukların varlığı yanında, halen orman ağaçları ve bitkilerinin yer aldığı saptanmıştır. Zaman içinde ağaç kesimi ve orman tahribi devam ettiği için, bu olgu değişime uğramış olsa dahi, ilk bulgular ve halen kısmen varolan aynı bulgular taşınmazların bir bütün olarak orman olduğunu açıkça göstermektedir. Toprak yapısı, bitki örtüsü itibarıyla çok geniş bir alana tekabül eden parseller toplamının devlet ormanı olduğu tartışmasızdır. Özel orman statüsü söz konusu değildir. 919 m2 alanında dört sınırı değişir nitelikteki tapu kaydının sınırları miktarının değiştirilmiş olması sonucu, 600 dönümü aşkın ormanlık olan tapu kapsamına sokulmuştur.
 
Orman Yönetimi için bağlayıcı olmayan bu tapunun kök kaydının esasen saptanan niteliğine göre 4785 sayılı Yasa ile devletleştirilmiş orman olduğu belirgindir. Bu nedenle, hukuki değerinden söz edilemez,
 
Ormanların tapu ve zilyetlik yolu ile kazanılmasına olanak sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesi de Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiştir. Bu yollarla ormandan toprak kazanılmasına yer yoktur.
 
Tüm bu nedenlerle, Orman Yönetiminin davasının kabulü ve tüm parsellerin tesbitlerinin iptali ile Hazine adına orman olarak tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde davanın reddi yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
 
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde Yönetime iadesine, 2.12.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini