 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E. 1993/8431
K. 1994/11841
T. 10.10.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
ORMAN
KARAR ÖZETİ: Teknik bilirkişinin görevi; üzerindeki olgu ve bulguları tesbit edip, bilimsel verilere dayalı olarak taşınmazın öncesinin orman olup olmadığını saptamaktan ibarettir. Hukuki yönlerin takdiri ise, mahkemeye aittir. Hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda açıklanan bilimsel verilerden nizalı taşınmazın öncesinin orman olduğu anlaşıldığına göre; üzerindeki 5-35 yaşlarındaki kestane ağaçlarının 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1945 yılından sonra yetiştiğinin ve dolayısıyla taşınmazın 4785 sayılı Kanunun istisnalarla ilgili 2/B maddesi kapsamında olmayıp, aslında aynı Kanunun 1.maddesi uyarınca devletleştirilen yerlerden bulunduğunun kabulü gerekir.
Ayrıca, devletleştirilen ormanlara ilişkin tapu kayıtları hukuki değerini kaybedeceği gibi, öncesi orman olan yerlerin tapu ve zilyetlik yoluyla kazanılması da mümkün değildir.
(6831 s. OK. m. 1)
(4785 s. OKDK. m. 1)
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda, davanın reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle; taşınmazın bilimsel verilere dayanarak önceki hukuki niteliğinin belirlenmesine, evvelce ve halen var olan bitki türleri ile yaşlarının kesin şekilde araştırılmasına, tapu kaydının kapsamının revizyon gördüğü parsellerle birlikte değerlendirilmesine işaret edilmiştir.
Hükme dayanak alınan bilirkişi kurulu raporunda, taşınmaz üzerinde 5-35 yaşlarında ve 0,4 kapalılıkta kestane ağaçlarının varlığı; alt florasında ise, diri orman gülü ve fundaların oluştuğu vurgulanmış, hava fotoğraflarında açık renk tondaki kestane meşcere yapısında olduğu başkaca ibreli ve yapraklı ağaç bulunmadığı açıklanarak, 1/25000 ölçekli memleket haritasında ise, çalılık özelliği taşıyan yeşil renk alanda kaldığı belirtilerek, taşınmazın eğimi açıklanmıştır. Çalı ve funda; küçük, kısa ömürlü, dalları çok çatallı, dikenli ve boyları 2-2,5 metreye varan odunsu bitkiler olarak tanımlanır. Bunların koru ormanlarının alt tabakalarında ve açık sahalarda yetiştiği ve Orman Genel Müdürlüğü'nün tebliği ile açıklığa kavuşmuştur.
Taşınmazın memleket haritasındaki konumu ile mevcut bulguları içeren raporun sonuç kısmı çelişkilidir. Makilik ve fundalık sahaların tesbitine ilişkin talimatnameye göre, eğimi %1 2'yi aşan makilik ve fundalıklarda toprağın muhafaza karakteri taşıdığı kabul edildiği ve bu gibi yerlerin 6831 sayılı Yasanın 1/J maddesinin kapsamı dışında olup, 1. maddesine göre, orman sayılacağı kabul edilmiştir. Taşınmaz üzerinde halen var olan 5-35 yaşlarında kestane ağaçlarının yaşları gözetildiğinde, 4785 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 1945 senesinden sonra yetiştiği kabul edilmelidir. Bu olgu ve bulgulara göre, taşınmazın 4785 sayılı Yasanın istisnalarla ilgili 2/B maddesinin değil, aynı Yasanın 1. maddesine göre, devletleştiğinin kabulü gerekir. Öncesi orman olan taşınmazlarda oluşan tapu kayıtlarının varlığı, o yerlerin özde orman olma olgusunu ortadan kaldırmaz. Tapu kaydı 4785 sayılı Yasaya göre hukuki değerini yitirdiğinden, anılan tapu kaydına da dayanılamaz. Ormandan tapu ve zilyetlik yolu ile toprak kazandıran 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiğinden, bu yolda ormandan toprak kazanma olanağı da düşünülemez. Bilirkişinin görevi, taşınmaz üzerindeki olgu ve bulguları tesbit edip, bilimsel verilere dayalı olarak önceki hukuki niteliğini saptamaktan ibarettir. Hukuki yönlerin takdiri ise, mahkemelere aittir. Değinilen yönler gözetilip, davanın kabulüne karar vermek gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Yönetimin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde Yönetime iadesine, 10.10.1994 günü oybirliği ile karar verildi.