 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E. 1993/7863
K. 1994/11270
T. 3.10.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
ORMAN
ZİLYETLİKLE KAZANMA
KARAR ÖZETİ: Orman sınırlandırması yapılmayan veya sınırlandırmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliği ve hukuki durumu 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanun hükümleri uyarınca belirlenir. Buna göre; mahkemece, eski tarihleri memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, bir uzman bilirkişi marifetiyle mahallinde yapılacak keşifte, nizalı yer. le birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli, 3116, 4785, 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan yer kazanma olanağı bulunmadığı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Taşınmazın orman olmadığı saptandığı takdirde, zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı, taşınmazın cinsi itibariyle zilyetliğin niteliği Ve süresi; dayanak kayıtları ve komşu parsel tutanakları ile bunların dayanakları da celbedilip mahalline uygulanmak suretiyle araştırılmalı, ayrıca 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı koşular yönünden inceleme yapılmalı ve tümünün sonucuna g6re bir karar verilmelidir.
(743 s. MK. m. 639)
(3116s.OK. m. 1)
(4785 s. OKDK. m. 1)
(5658 s. OKEK. m. 1)
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda; davanın reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
Davacı Orman Yönetimi ve müdahil Hazine, Kahta, Teğmenli' de yeralan 331 parsel sayılı taşınmazın tesbitine itiraz etmişler, Yerel Mahkeme davayı reddetmiş, hüküm davacı Yönetimler tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle. ki; keşiflerde dinlenen bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlar, taşınmazın orman olup olmadığını ve hukuki durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici değildir. Yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Yasa ile sadece Devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir.
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesi'nin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerideki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, yukardaki yöntemle yapılacak araştırma sonucu taşınmazın orman olmadığı saptandığı takdirde, taşınmazın zilyetlik yolu ile kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı araştırılmalıdır. Keşif sırasında yapılan dayanak kayıt uygulamaları soyut anlatımlara dayalıdır. Oysa, dayanak kayıtlar ve komşu parsel tutanak ve dayanakları getirtilip, tüm sınırlar açıkça okunup, uygulanmalı ve bu taşınmazın dayanak kayıt içinde kalıp kalmadığı; komşu belgeleri nasıl nitelendirdiği araştırılmalı; taşınmazın cinsi itibariyle zilyetliğin nitelik ve süresi komşu parsel kayıtlarının nitelendirmesine göre, zilyetlik yolu ile kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı belirlenmeli; ayrıca, 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacının adına zilyetlik yolu ile saptanmış taşınmaz bulunup bulunmadığı; varsa cins ve miktarı tapu sicil ve kadastro müdürlüklerinden sorulup, başka tescil davası olup olmadığı mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırılmalı; tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme, yetersiz keşifle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde Orman Yönetimine iadesine, 03.10.1994 günü oybirliği ile karar verildi.