Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E.  1993/7783
K.  1994/11269
T.  3.10.1994

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
TESCİL
ORMAN
YAYLA
 
KARAR ÖZETİ: Bir taşınmazın tescile konu olabilmesi için; öncelikle tapuda kayıtlı olmaması, orman, mera, yaylak ve kışlak gibi kamu malı niteliğindeki yerlerden bulunmaması ve 3402 sayılı Kanunun zilyetlikle yer kazanmaya ilişkin 14. ve ilgili maddelerindeki koşulların davacı yararına gerçekleşmiş olması gerekir.
Buna göre;
1- Belgesizden kazanılacak toprak miktarının belirlenmesi suretiyle 3402 sayılı Kanunun 14. maddesindeki kısıtlamanın aşılmasını önlemek bakımından gerek davacı ve gerekse önceki maliklerin, belgesizden kazandıkları başkaca taşınmaz ve açtıkları başkaca senetsizden tescil davası bulunup bulunmadığı merciinden sorulmalı (bu bağlamda, gerek mahkemenin, kadastro işlemlerinin Kadastro Müdürlüğünce yürütüldüğü hususu gözönünde bulundurularak davacı ve bayileri adına senetsizden tesbit edilen nizalı taşınmaz dışında başkaca taşınmaz bulunup bulunmadığı ve nizalı taşınmazın kadastro' tesbitindeki konumunu saptamak yönünden Kadastro Müdürlüğüne, yine davacı ve bayileri tarafından eldeki dava dışında açılmış derdest veya sonuçlanmış başkaca senetsizden tescil davası olup olmadığının sorulması için mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğüne yazacağı müzekkerelerin ve gerekse bu müzekkere cevaplarının, davacı ve bayilerinin isimleri ile 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı koşulların denetlenmesine elverişli biçimde açık ve ayrıntılı bir nitelik taşıması gerekir. Davacı ile önceki maliklerin isimlerini belirtmeyen ve sözkonusu maddede yazılı koşulların denetlenmesine elverişli olmayan cevabi yazılarla yetinilemez), taşınmazın bulunduğu yerde önce veya sonra tapulama yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise, taşınmazın tapulamaya tabi tutulup tutulmadığı, veya hangi neden ve nitelikle tapulama dışı bırakıldığı yine Kadastro Müdürlüğünden sorularak araştırılmalı, varsa kesinleşmiş tapulama paftaları celbedilmelidir.
2- Bölgede orman tahdidi yapılmış olması halinde, tahditle ilgili işe başlama, bitirme ve askı ilan tutanakları Orman İşletme Müdürlüğünden celbedilmek suretiyle, tahditin kesinleşme tarihi, hangi kanun uyarınca yapıldığı saptanmalı, bu tahdit dışında sonradan çıkan yasalar gereği' ormanlarla ilgili başka bir işlem yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, yapılmış ise, bunlara ait belgeler de getirtilerek incelenip uygulamalı, tahdit sırasında 4785 sayılı Kanun nazara alınmamış ise; nizalı yerin memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planı uygulaması sonucunda belirecek niteliğine göre, bu yasa kapsamı içinde kalması ihtimali gözetilmelidir.
Buna göre; mahkemece, evvelce görevlendirilenler dışında serbest orman mühendislerinden oluşan üç kişilik uzman bilirkişi heyeti ve bir harita mühendisi marifetiyle yeniden keşif yapılarak, mahalli bilirkişinin de yardımıyla kesinleşmiş orman tahdit haritası ve diğer tutanaklar mahalline uygulanmak, nizalı taşınmazla birlikte çevresinin dahi toprak yapısı ve bitki örtüsü incelenmeli, bilirkişilere keşfi izlemeye ve infaza elverişli, tahdit hattı ile irtibatlı kroki düzenlettirilmeli ve bu krokide nizalı taşınmazın durumu gösterilmeli, ayrıca bilimsel rapor alınmalıdır. Bu uygulama sonunda, taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritasının içinde kaldığı saptanırsa davanın dinlenme olanağı yoktur.
3- Taşınmazın orman tahdidi dışında kaldığı ve başka bir işlemede tabi tutulmadığı anlaşıldığı takdirde ise; bu kez yayla kavramı üzerinde durulmalıdır. "Bir veya bir kaç köy/kasaba halkının, yaz aylarında hayvanlarını otlatmak ve serinlemek için tahsisen veya kadimen yararlandığı arazi parçaları" şeklinde tanımlanan yaylalar, kamu malı niteliğinde olup zilyetlikle kazanılamazlar. Yaylalar üzerine yararlanabilmenin doğal gereği olarak geçici nitelikte basit baraka veya hayvan ağılı yapılması mümkünse de, yerleşmek amacına yönelik kalıcı inşaat yapılamayacağı gibi, tarım arazisi olarak da kullanılamazlar. Bina yapılması ya da tarım arazisi olarak kullanılması, süresi ne olursa olsun zilliyedlikle kazanma olanağı sağlamaz.
Bu nedenle, nizalı taşınmaz ve çevresinin niteliği, öncesinin ne olduğu usulünce araştırıl malı, bir yayla tahsis kararı veya genel yayla tapusu, yayladan yararlanan köye ait bir özel idare kaydı bulunup bulunmadığı soruşturulmalı, varsa bu belgeler ve dayanağı harita merciinden celbedilip zemine uygulanmak suretiyle taşınmazın bu belgelere göre durumu saptanmalı, bu tür belgeler bulunmadığı takdirde; taşınmazın kadim kullanım şekli araştırılmak üzere, komşu köylerden seçilecek yaşlı ve tarafsız bilirkişiler ile Hazinenin yine çevre köylerden göstereceği tanıklar taşınmaz başında dinlenmeli ve kamunun yararlandığı yayla niteliğindeki yerlerde özel mülkiyetin sözkonusu olamayacağı, bu gibi yerlerin zilyetlikle kazanılamayacağı düşünülmelidir.
(743 s. MK. m. 639,641)
(3402 s. Kadastro K. m. 14, 16/B)
 
 
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda; davanın kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılardan Hazine vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
 
Davacı; satın alıp zilyet olduğu taşınmazın adına tescilini talep etmiş, yerel mahkeme davayı kabul etmiştir. Ancak yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
 
Şöyle ki; bir taşınmazın tescile konu olabilmesi için öncelikle tapuda kayıtlı olmaması; orman, mera, yaylak ve kışlak gibi kamu malı niteliğindeki yerlerden bulunmaması ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının zilyetlikle taşınmaz kazanmaya ilişkin 14 ve ilgili maddelerindeki koşulların davacı yararına gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
 
Tapu Sicil Müdürlüğünce mahkemeye yazılan 07.01.1992 tarihli cevabi yazıda (...Akça Köyü'nde 3402 sayılı Kanun gereğince kadastro çalışmaları yapılmadığından, davacı Selahattin ve bayisi/murisi yandaşları adlarına müdürlüğümüzde yapılan sicil ardaştırmasında 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi gereğince kadastroca MY.nın 639. maddesine istinaden zamanaşımı nedeniyle ve mahkeme kararıyla bu bölgede tescil davası .açılarak zilyetlik tesbit ve tescil edilmiş; sulu ve susuz gayrimenkul kayıtlarına rastlanmamıştır) denilmiş, mahkemede bununla yetinmiştir.
 
Bu cevap, kadastro işlemlerinin kadastro müdürlüğünce yapılması nedeniyle dava konusu parselin genel kadastrodaki konumunun tesbitine ilişkin soruya cevap olmadığı gibi, davacının parseli satın aldığı kişinin ismi bilinmeksizin "yandaşlarının" da zilyetlik yoluyla taşınmaz edinimi yoktur denmesi doğru değildir.
 
Yine, mahkeme Yazı işleri Müdürlüğünden davacılar ve önceki maliklerinin bu taşınmazla ilgili tescil davaları bulunup bulunmadığı sorulmuş; 02.07.1990 ve 13.04.1992 tarihli cevabi yazılarda adı geçen kişilerin davalı yerle ilgili önceden açtıkları bir tescil davalarının bulunmadığı bildirilmiştir. Oysa, araştırılması gereken husus; başka taşınmazlarla ilgili ayrı tescil davaları olup olmadığıdır. Zira, amaç; belgesizden kazanılacak toprak miktarının belirlenmesi suret 3402 sayılı Yasanın 14. maddesindeki kısıtlamanın aşılmasını önlemektedir.
 
O halde, davacı ve önceki maliklerin bunun dışında tescil davaları olup olmadığı sorulup, tesbit edilmeli; gerek davacılar Selahattin, İsmail,. Bedir, Ali gerekse önceki malikler Ali, Kemal, Şakir, Adeviye, Nazife, Fadime adına belgesizden kayıtlı taşınmaz olup olmadığı araştırılmalı; kadastro işlemlerinin Kadastro Müdürlüğünce yapıldığı gözetilerek, taşınmazın bulunduğu yerde daha önce ve sonra tapulama yapılmış olup olmadığı; yapılmış ise, taşınmazın tapulamaya tabii tutulup tutulmadığı veya hangi neden ve nitelikle tapulama dışı bırakıldığı adı geçen kuruluştan sorulmalı; varsa kesinleşmiş paftalar da istenilmelidir.
 
Yine dosyadaki orman tahdidi ile ilgili tutanaklar da yetersizdir. Taşınmazın bulunduğu yörede yapılmış orman tahdidi ile ilgili işe başlama, bitirme ve askı ilan tutanaklarının Orman İşletme Müdürülüğü ' nden getirtilip, tahdidin ne zaman kesinleştiği, hangi yasaya göre yapıldığı saptanarak, bu tahdit dışında sonradan çıkan yasalar gereği ormanlarla ilgili olarak başka bir işlem yapılıp yapılmadığı sorulmalı; yapılmış ise, bunlara ait belgeler de getirtilip, incelenerek uygulanmalıdır. Tahditte 4785 sayılı Yasa nazara alınmamış ise, taşınmazın memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planı uygulaması ile belirlenecek niteliğine göre bu yasanın kapsamı içinde kalması olasılığı gözetilmelidir.
 
Bu açıklamalar karşısında, mahkemece yeniden yapılacak keşifte evvelce görev almış bilirkişiler dışında öncelikle serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç uzman bilirkişi ve bir harita mühendisine, yerel bilirkişi yardımıyla kesinleşen orman tahdit haritası ve diğer tutanaklar uygulattırılmalı; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenerek, uzman ve fenni bilirkişilere düzenlettirilecek tahdit hattı ile irtibatlı krokide taşınmazın durumu gösterilmeli; çizdirilecek kroki keşfi izlemeye ve infaza olanak sağlayacak şekilde açık ve yeterli olmalı, bilimsel açıklanmaları içeren rapor alınmalıdır. Taşınmaz uygulamaya göre tahdit sınırları içinde kaldığı takdirde, davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gözetilmelidir. Yapılacak inceleme sonucu, çekişmeli yerin orman tahdit sınırları dışında kaldığı; başka bir işleme de tabii tutulmadığı belirlenirse, bu kez yayla kavramı üzerinde durulması gerekmektedir.
 
 
Yayla, genel bir tanımıyla, "bir veya birkaç köy-kasaba halkının yaz aylarında hayvanlarını otlatmak ve serinlemek için tahsisen veya kadimen yararlandığı arazi parçaları" olarak ifade edilmektedir. Bu nitelikteki yerler MY. nın 641 ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 1 6/B madde hükümleri uyarınca kamu malı niteliğinde olup, zilyetlikle kazanılamaz. Doğal olarak yararlanabilmenin gereği, yaylalar üzerinde geçici nitelikte basit bina ve hayvan ağılı bulunabilir; ancak, yerleşim amacına yönelik kalıcı inşaat, gerek kısmi tarım yapılmış olması sonucu zilyetlik süresi ne olursa olsun, yaylalarda özel mülk olarak toprak kazanılamaz.
 
Öyle ise, taşınmaz ve çevresinin niteliği, öncesinin ne olduğu yöntemince araştırılmalı; bunun için bir yayla tahsis kararı veya genel yayla tapusu ve aynı köyle ilgili yaylaya ait özel idare kaydı olup olmadığı soruşturulmalı; varsa, bu belgeler ve dayanağı haritada ilgili yerden getirtilip, zemine uygulanmalı; taşınmazın tahsis kararı, tapu, özel idare kaydı ve haritasına göre durumu saptanmalıdır. Araştırmaya rağmen bu tür belgeler bulunamazsa, bu kez taşınmaz ve çevresinin kadim kullanım şekli araştırılmak üzere, komşu köylerden seçilecek yaşlı ve tarafsız bilirkişiler ve Hazinenin çevre köylerden göstereceği tanıklar taşınmaz başında dinlenip, bilgilerine baş vurularak, çekişmeli parsel ve çevresinden davacı ve komşu köyler ve kasaba halkının nasıl yararlandığı, öncesinin ne olduğu sorulup; eski keşifteki anlatımlar göz ardı edilmeksizin niteliği belirlenip, kamunun yararlandığı yayla niteliğindeki yerlerde zilyetlikle toprak kazanılamayacağı özel mülkün söz konusu olmayacağı düşünülmelidir.
 
SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 03.01 1994 günü oybirliği ile karar verildi.
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini