 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E. 1992/76
K. 1992/59
T. 21.1.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- OR
M AN SA YI LA N YE RL ER DE N TA PU
VE ZİLYETLİK YOLU İLE TOPRAK
KAZANILMASI
ÖZET : 1945 yılında yürürlüğe giren 4785 sayılı Yasaya göre tüm ormanlar Devletleştirilmiş olup, orman sayılan yerlerden tapu, zilyetlik yolu ile toprak kazanılmasına olanak sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş bulunduğuna göre, öncesi orman olan taşınmazlarda yukarıda değinilen yollarla toprak edinilemeyeceği, tapunun hukuki değeri olmayacağı, orman bitkisi yok edilmiş olsa dahi salt orman toprağının orman sayılan yer olarak kabulü gerektiği, ayrıca 30.12.1981 tarihinden önce niteliğini yitirdiği saptanınca 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca dışarı çıkarılan yerlerin Ha zine adına çıkarılmasının zorunlu olduğu düşünülmelidir. Bundan başka gerçek hak sahibi Hazinenin de durumunun gözetilmesi gerekir.
(4785 s. OKDK.)
(6831 s. OK. m. 21B)
(3402 s. Kadastro K. m. 45)
Davacı Orman Genel Müdürlüğü tarafından, davalı Mehmet aleyhine 8.5.1986 gününde verilen dilekçe ile orman tahdidine itiraz istenmesi üzeri ne yapılan duruşma sonunda (Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesi)nce da vanın reddine dair verilen 25.3.1987 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi
davacı Orman Genel Müdürlüğü tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içe risindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
Davacı Orman İdaresi, taşınmazın orman sayılan yer olmasına rağmen tahdi t sınırı dışında bırakıldığını ileri sürerek sınırlandırmanın iptalini ve taşınmazın orman sınırları içine alınmasını istemiş, yerel mahkeme davayı reddetmiştir. Ancak, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dosyada yer alan tahdit ve askı ilan tutanağına göre dava konusu yerde ilk sınırlandırma ve 6831 sayılı Yasanın değişik 2/B maddesi uyarınca niteliğini kaybeden yerlerin dışarı çıkarılması işleminin birlikte yapıldığı anlaşılmıştır.
İki işlemin aynı zamanda yapılmış olması nedeniyle davacı yönetimin savına göre taşınmazın öncesinin araştırılması gerekir.
Bu sebeple, memleket haritası, hava fotoğrafları, amenajman planları getirtilip, yeniden yüksek orman mühendislerin den oluşturulacak üç kişilik uzman bilirk işi kurulu ile keşif yapılarak, taşınmazın toprak yapısı, bitki örtüsü, çevresi, araştırılıp orman veya ormandan açılmış olup olmadığının saptanması gerekir.
1945 yılında yürürlüğe giren 4785 sayılı Yasaya göre, tüm ormanlar Devletleştirilmiş olup, orman sayılan yerlerden tapu, zilyetlik yolu ile toprak kazanılmasına olanak sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş bulunduğuna göre, öncesi orman olan taşınmazlarda yukarıda değinilen yollarla toprak edinilemeyece ği, tapunun hukuki değeri olamayacağı, orman bitkisi yok edilmiş olsa dahi salt orman toprağının orman sayılan yer olarak kabulü gerektiği, ayrıca 30.12.1981 tarihinden önce niteliğini yitirdiği saptanınca 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca dışarı çıkarılan yerlerin Hazine adına çıkarılmasının zorunlu olduğu düşünülmelidir. Ayrıca gerçek hak sahibi Hazinenin de durumunun gözetilmesi gerekir.
7.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Yasanın 26 ve geçici 1/2. maddeleri ile 6831 sayılı Yasanın 3373 sayılı Yasa ile değişik 11. Maddesi karşısında tahdide itiraz davaları Kadastro Mahkemesinin görevi alanı içerisine alınmış bulunduğundan görev yönü de nazara alınmalıdır.
Değinilen hususlar gözetilmeksizin davanın reddi yoluna gidilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yönetimin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 21.1.1992 günü oybirliğiyle karar verildi.
|