 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E. 1992/2918
K. 1992/3591
T. 7.7.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ORMAN KADASTROSU
ÖZET Her ne kadar orman kadastrosu yapılmış ve 25.1.1982 tarihinde ilan edildiği açıklanmış ise de, bu yörede bulunan taşınmaz için dava açılmış olmasına göre, bu hal orman tahdidinin kesinleşmesini önler, dolayısıyla dava hem arazi hem orman kadastrosuna itiraz davasına dönüştüğünden araştırma ve uygulamanın bu açıklanan durumlara göre yapılması gerekir.
(818 s. BK. m. 53)
(6831 s. OK. m. ,1/F)
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda, orman idaresi ve Ali Haydarın davasının reddi, Bedriye, Emine ve Mehmet'in davasının kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Orman idaresi, İbrahim, Saniye ve Ali vekilleri tarafından istenilme kle; dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
Taraflar arasında Çevlik Köyü 376; 377, 379, 380 ve 381 parsellere ilişkin kadastro tespitine itiraz davası sonunda; mahkemece verilen karar, davacı Orman Yönetimi ve davalılar İbrahim, Saniye ve Ali tarafından temyiz edilmiştir.
1- Mahkeme hükmü, davalı Saniye ve Ali'ye 5.4.1989 tarihinde tebliğ edilmiş; temyiz dilekçesi ise, HUMY.nın 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra, adı geçenler vekili tarafından 24.4.1989 tarihinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 1.6.1990 gün, 3/4 sayılı inançları Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay'ca da temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan bu davalıların temyiz isteğinin reddi gerekmiştir.
2- Davacı Orman Yönetimi ile davalı İbrahim'in temyiz itirazlarına gelince:
A) İbrahim, kendi adına tespiti yapılan 379 parsel yönünden hükmü temyiz etmiştir. Bu parsel, Şubat 306 tarih, 111 numaralı yoklama kaydının revizyonu sonucu harici ifraz; taksim ve satın alma nedeniyle, İbrahim adına tesbit edilmiştir.
Taşınmazın, tarafların ortak miras bırakanı usta Ömer oğlu Mustafa'dan intikal ettiği; taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, taşınmazın Mustafa mirasçılarının yapmış olduğu taksim sonucunda davalı İbrahim'e mi, yoksa Mehmet'e mi düştüğü yönündedir. Mahkemece bu yön üzerinde gereği gibi durulmamış, kök miras bırakandan veraset be lgesi alınıp, veraset ilamında yazılı tüm mirasçıların katılımı suretiyle bir taksim yapılıp yapılmadığı; böyle bir taksim yapıldı ise, taşınmazın taksim sonucu hangi mirasçıya isabet eniği taraf tanıklarından gereği gibi sorulup araştırılmamıştır. Davalı İbrahim'in bu yöne değinen temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunmaktadır.
B) Orman Yönetiminin temyizi dava konusu tüm parsellere yöneliktir. Dava konusu parsellere revizyon gören Şubat 306 tarih, 111 yoklama numaralı kaydın tasdiksiz yoklama kaydı ya da geçerli bir tapu kaydı olup olmadığı duraksamaya yer vermeyecek biçimde Tapu Sicil Müdürlüğü'nden saptanmalı ve kaydın hukuki niteliği buna göre değerlendirilmelidir.
Karara dayanak alınan bilirkişi raporu çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığını ve hukuki durumunu belirlemeye yeterli değildir. Dosyaya numaralı bildirilen Sulh Ceza Mahkemesinin dava dosyaları celp edilip uygulanması, Borçlar Kanununun 53. maddesi gereğince bu dava yönünden taraflarını bağlayıp bağlamayacağı yönü üzerinde d urulmalıdır. Her ne kadar, yörede Orman Kadastrosu yapılmış ve 25.1.1982 tarihinde ilan edildiği açıklanmış isede bu davanın varlığı orman tahdidinin kesinleşmesini önler, dolayısıyla dava hem arazi, hem orman kadastrosuna itiraz davasına dönüştüğünden ara ştırma ve uygulamanın bu açıklanan durumlara göre yapılması gerekir.
Devletleştirilen ve iadeye tabi olmayan ormanlara ait tapu kayıtları hukuki değerlerini yitirirler. 6831 sayılı Yasanın 3373 sayılı Yasa ile değişik 1/F maddesi, öncesi orman olmayan taşınmazlar bakımından söz konusu olabilir.
Mahkemece, dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel tutanak ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişi dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir uzman, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi veya olmadığı takdirde, bir tapu fen ehlinden oluşacak üç kişilik bilirkişi kumlu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli taşınmaza ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, öncelikle memleket haritası, fotoğraflar ve amenajman planında; taşınmazın öncesinin ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesi'nin 1.6.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.3.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.6.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, saft orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; dayanak tapu kaydı değişebilir s ınırları da içerdiğinden komşu parsel dayanak kayıtlarından yararlanmak ve sabit sınırdan başlamak üzere, yöntemince zemine uygulanıp, miktarı ile geçerli kapsam tayin olunmalı; asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değil ise, miktar fazlasının sınırda bulunan ormandan açma yapılmak suretiyle oluştuğu kabul edilmeli; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı kroki düzenlettirilmeli, tüm deliller birlikte değerlendirilip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözet ilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1. bendde açıklanan nedenlerle davalılardan Saniye ile Ali'nin temyiz isteklerinin süre yönünden ( REDDİNE).
2/A ve VB bentlerde yazılı nedenlerle davalı İbrahim'in 379 parsele, Orman Yönetiminin tüm parsellere yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının yatırana iadesine, 7.7.1992 gününde oybirliği ile
|