 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E. 1992/2797
K. 1992/3536
T. 6.7.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİ
ORMAN
ÖZET Orman Yönetimince genel kadastroya yapılmış itiraz, düzenlenmiş sınıra da itirazı içerir. Bu itibarla, sınır kesinleşmesi söz konusu olamaz.
(3402 s. Kadastro K. m. 4)
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda, davanın reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
Davacı Yönetim, Seben İlçesi Bozyer Köyü'nde yer alan 163 ada, 8 parsel sayılı taşınmazın tespitine itiraz etmiş; Yerel Mahkeme davayı reddetmiş; hüküm, davacı Yönetim tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; taşınmazın bulunduğu yerde, 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca işlem yapıldığı, raporda yapılan açıklamadan anlaşılmıştır. Bu durumda, öncelikle orman kadastrosuna esas olacak sınır tespiti ile ilgili işlemleri içer en 4. madde uygulaması ile ilgili işe başlama ve bitirme tutanaklar ile haritanın İşletme Müdürlüğünden getirtilerek yerinde uygulanması gerekir. Anılan madde uygulaması söz konusu olduğuna göre, Orman Yönetimince genel kadastroya yapılmış itiraz, düzenlenmiş sınıra da itirazı içerir. Bu itibarla, sınır kesinleşmesi söz konusu olamaz. Yapılan keşiflerde verilen raporlar, tamamen birbiriyle çelişik olup, ilk keşifte saptanan bulgulara göre orman olduğu belirlendiği halde ; ikinci keşifte, bu bulgulardan hiç söz edilmeksizin değişik açıklama yapılarak, orman sayılmayan yer olduğu vurgulanmıştır. Çelişik raporlarla hüküm kurulamaz. Esasen taşınmazın bulunduğu yerde orman sınırlaması da ilk kez 4. madde uygulaması ile yapılac ağına göre, taşınmazın öncesinin araştırılması gerekir. Bu araştırma, 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalara göre yapılmalıdır. 4785 sayılı Yasa ile tüm ormanlar devletleştirilip, 5658 sayılı Yasa ile koşullarının varlığı halinde bazı yerler sahiplerine iade e dilmiştir. 3402 sayılı Yasanın, tapu ve zilyetlik yolu ile ormandan toprak kazandıran 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiştir. Dolayısıyla bu yollarla yer edinilemeyeceği tartışmasızdır. Açıklanan olguya göre öncesi için yap ılacak araştırmaya esas olacak biçimde, 1945 ve daha öncesine ait memleket haritası, hava fotoğrafları, amenajman planları getirtilip; ayrıca, davalının dayanak gösterdiği 1329 tarih, sayfa 35, sıra 21 'de kayıtlı tapunun ilk tesis ve tüm intikalleri ile b unların kadastroda revizyon gördüğü parsellerin tutanakları; keza, dayanak vergi kayıtlarının revizyon gördüğü başka parseller varsa, bunların da tutanakları getirtilip, tapu kaydı ile davalının irtibatını kuran nüfus kaydı veya veraset belgesi istenip, da va konusu taşınmazın komşularına ait tutanak ve dayanaklar getirtilip, keşifte görev almış bilirkişiler dışında yeniden seçilecek üç orman yüksek mühendis veya mühendisi ile keşif yapılarak, sözü geçen belgeler yerlerine uygulanıp, taşınmazın öncesinin bu belgelerde nasıl nitelendirildiği belirlenmelidir. Dayanak vergi ve tapu kaydı uygunluk gösterdiği takdirde, kayıt fazlası var ise, hangi sınırda yer aldığı ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden dolup olmadığı saptanmalıdır. Raporlar arasındaki çelişki giderilmelidir. Bu yönler gözetilmeksizin hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 6.7.1992 günü oybirliği ile karar verildi.
|