 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E. 1992/2614
K. 1992/3230
T. 25.6.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ORMAN
(Köyün yararlanması)
ÖZET Taşınmazın orman olduğu saptandığına göre, yalnız davacı köyün idari sınırları içinde kalmış olması, bu köye yararlanma ve dava hakkı tanınmasını zorunlu kılmaz. Zira ormanlar kamu malı olup, kullanılması, korunması, yararlanılması gözetimi Medeni Yasanın bu yoldaki hükümlerine göre değil, özel yasa olan 6831 sayılı Orman Yasası hükümlerine göre belirlenir.
(6831 s.0K. m. 31,32, 33,34, 35,36,37,39)
(743 s. MK. m. 618)
Taraflar arasındaki men'i müdahale davasının yapılan duruşması sonunda; davanın kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekilleri tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
Davacı köy muhtarlığı, kendi köylerinin idari sınırları içinde bulunan ve yararlandıkları ormana davalı köyün elattığını ileri sürerek, önlenmesini istemiş; Yerel Mahkeme davayı kabul etmiştir. Ancak, inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükmün gerekçesinde; dava konusu taşınmazın, orman sayılan yerlerden olduğu ve davacı köyün ida ri sınırları içinde kaldığı, yararlanma hakkı bulunduğu açıklanarak; bu sebeple, davada hukuki yararının varlığından bahisle elatmanın önlenmesine karar verilmiştir.
Oysa, taşınmazın orman olduğu saptandığına göre, yalnız davacı köyün idari sınırları içinde kalmış olması, bu köye yararlanma ve dava hakkı tanınmasını zorunlu kılmaz. Zira ormanlar kamu malı olup, kullanılması, korunması, yararlanılması, gözetimi, yalnız Orman Genel Müdürlüğü'ne bırakılmıştır. 6831 sayılı Yasanın 31 ile 39. maddelerinde (mülk i hudutları içinde devlet ormanı bulunan köylerin ve o köy halkının bu ormanlardan nasıl yararlanabileceği) belirlenmiştir. Özellikle, 3373 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 34. maddesinde (sınırları içinde devlet ormanı bulunan köy ve kasabalard a, o yer nüfusuna kayıtlı olarak ikamet eden gerçek kişilerin veya sınırları içinde devlet ormanı bulunan köy ve kasabaların her birin de hane adedinin çoğunluğu tarafından kurulan orman köylerini kalkındırma kooperatiflerinin, baltalık ormanlarından birim fiyat usulü ile kesip, satış, istif yerlerine taşıdıkları yakacak odunların % 80'i kadar idarece tayin edilecek süre içinde, istedikleri takdirde, kendilerine maliyet bedeli üzerinden verilir). Yine, 6831 sayılı Yasanın 3373 sayılı Yasa ile değişik 31 ve 32. maddeleri ile, 2896 sayılı Yasa ile değişik 33-34-35-36-37 ve 39. maddelerine göre; ormandan yararlanma, orman yönetiminin iznine ve belli bir prosedüre bağlanmıştır. Ormanlardan yararlanma konusu özel yasa ile belli kurallara bağlanmış olduğu için ola yı Medeni Yasanın 618. maddesi çerçevesinde mütalaa ederek, bir köyün mülki sınırlar içinde kalmış olması nedeniyle hukuki yararın doğduğundan söz edilemez. Dava konusu ormanın, davacı köyün mülki sınırları içinde kalması bu köye, ancak, yukarıda değinilen orman yasasının ilgili hükümlerine göre belli izin ve yaptırım koşulları ile yararlanma hakkı verir. Çünkü herşeyden önce ormanlar kamu malıdır ve tüm toplumun yararlanma hakkı vardır. Ne var ki, ormanlardan yararlanma biçimi, Medeni Yasanın bu yoldaki hü kümlerine göre değil, özel yasa olan 6831 sayılı Orman Yasası hükümlerine göre belirlenir. O halde, açıklanan hukuki olguya göre, çekişme konusu ormandan davacı köy için her ne şekilde olursa olsun yararlanma konusunda yasa ile belirlenmiş prosedüre uygun biçimde izin verilip verilmediği; tahsis yapılıp yapılmadığı hususu, ilgili Orman işletme Müdürlüğü'nden sorulup, alınacak cevaba göre değerlendirme yapılmalıdır. Pazar Orman işletme Şefliği'nin dosyada yer alan 25.04.1991 tarih 09HM5/343 sayılı cevabi yaz ısında bu konuya değinilmiş; yazının 1. maddesinde, davalı taşınmazın orman sayılan yer olduğu vurgulanarak; devamla, 2. maddesinde, (Ancak, hudutlarında hiçbir ihtilafı olmayan orman köylülerine Orman Kanununun 34. maddesi gereğince, kendi köyleri sınırla r içindeki devlet ormanlarından birim fiyat usulü ile istihsal yaptırılabildiği); 3. maddesinde ise (hudutlar dahilinde devlet ormanı bulunan köylü istihsal yapmak arzusunda değilse veya verilen birim fiyatı az bulup, işi yapmak istememesi halinde, istihsa lin başka köylülere yaptırılabildiği) açıklanmıştır. Demek ki; işletme Şefliğinin cevabi yazısında, davalı taşınmazın orman sayılan yer olduğu ve yasanın gereği açıklanmış, fakat davacı köy için bu yolda işlem yapılıp yapılmadığı veya davacı köyün birim fi yat usulü istihsali kabul edip etmediği; bu sebeple, başka bir köye bu yolda izin verilip verilmediği belirtilmemiştir.
Davacı köy, birim fiyat usulüne göre istihsali kabul etmiş ve istihsale geçmiş ise, davalı veya diğer bir köyün yararlanma girişimi, davacı köyün yararlanma hakkını zedeler ve dava için hukuki yarar doğar. Eğer davacı köy, orman yönetiminin yararlanma yolundaki teklifini kabul etmemiş ise, artık davacı köy kendi sınırları içinde olsa dahi, ormandan yararlanma hakkı yalnız bana aittir şeklinde bir say ileri süremez.
Yukarıda detaylı olarak açıklanan hususlar nazara alınıp, gösterilen yolda yeterli araştırma yapılıp, tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ve yetersiz araştırmaya dayalı karar usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı köy tüzel kişiliğinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde ilgilisine iadesine, 25.6.1992 gününde oybirliği ile karar verildi.
|