Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E. 1991/182
K. 1991/174
T. 19.12.1991

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
MAKİ TEFRİK KOMİSYONU
ORMAN TAHDİDİ
 
ÖZET Muhafaza karakteri taşıyan ve orman sayılan kesimin tahdit içinde bırakılması doğrudur. Esasen yeniden kurulan maki tefrik komisyonlarının, orman rejimi dışına çıkarma yetkisinden söz edilemez. Zira, tahdit içine alma ve çıkarına yetkisi yalnız orman tahdit komisyonlarına verilmiştir ve bu komisyonların kuruluşu yasa ile gerçekleştirilmiştir.
 
Maki tefrik komisyonlarından 5653 sayılı Yasada söz edilmediği gibi yönetmelikle kurulan komisyonların yaptığı işlem tahdit dışına çıkarma işlemi değildir. Nitelik olarak makilik alanı belirlemekten ibarettir.
(5653 s. OKDK. m. 1/E)
(6831 s. OK. m. 1/1)
 
Davacı Hamit tarafından, davalı Orman Yönetimi aleyhine 10.5.1985 gününde verilen dilekçe ile 233 sayılı parselle ilgili olarak orman tahdit komisyonunca yapılan tahdit işleminin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 2.7.1991 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
 
Davacı, 233 sayılı parsel için 1963 yılında yapılan kadastro sonucu adına tapu oluştuğunu 1985 yılında yapılan orman kadastrosunda ise orman sınırları içine alındığını belirtip tahdidin iptalini istemiştir.
 
Yerel mahkeme, 12.6.1987 tarihli ilk kararında taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek davayı reddetmiştir.
 
Yargıtay 8. Hukuk dairesi bu kararı bozmuş ve geniş kapsamlı araştırmaya sevk etmiştir. Bozmaya uyan mahkeme son kararında davayı kabul ederek 233 sayılı parselin orman tahdit sınırları dışına çıkarılmasına karar vermiştir. Yerel mahkeme kararı, bozma ve toplanan kanıtlara uygun düşmemektedir.
 
Şöyle ki; dava konusu 233 parsel sayılı taşınmaz, dosyadaki resmi belgelere, tutanak ve keşif raporlarına, orman yönetiminin cevabı yazılarına ve tüm dosya kapsamına göre, 1949 yılında 3116 sayılı Yasa gereği yapılan tahditte Devlet ormanı olarak orman sınırları içine alınmış ve bu tahdit kesinleşmiştir. Daha sonra 5653 sayılı Yasa uyarınca 25.8.1951 tarihinde maki tefrik komisyonu tarafından makilik alan içine alınmış ve maki sayılmıştır. 1983 yılında yürürlüğe giren 2896 sayılı Yasa gereği, herhangi bir nedenle dışta kalmış ormanların tahdidi yapılırken bu kez (B) ile işaretli 5040 m2.lik kesiminin maki değil orman olduğu saptanıp bu kısım tekrar tahdit içine alınmıştır.
 
12.4.1987 tarihli üç kişilik uzman bilirkişi kurulu raporunda 5040 m2.lik kesimin (toprak muhafaza karakteri taşıması) nedeni ile yasa gereği tahdit içine alındığı vurgulanmıştır.
 
Orman Bölge Şefliğinin 8.1.1985 tarih, 06 Nm. 01/18 sayılı cevabI yazısı ile taşınmazın tapusunun iptali yolunda dava açılmadığı bildirilmiş, bozmadan sonra ise 6.6.1988 tarihli, 01-639 sayılı Karamürsel Orman İşletme Şefliği yazısında ise; (dava açıldığı sehven anlaşılmıştır) denilmiştir. Ayrıca, sözü geçen diğer ilamın bu yerle ilgisi olmadığı mahkemece saptanmıştır.
 
Esasen 233 sayılı parselin 1982'de tapulama yolu ile oluşan tapusunun dayanağı 29.7.1938 tarih 58 sırasındaki daha eski kayda dayanmakta olduğu dosyadaki tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır. Bu durumda 1949 yılında 3116 sayılı Yasaya göre taşınmaz orman tahdit sınırları içine alınmış olduğu sırada tapulu olduğu ve tahdit içine alınmış olmakla, kesinleşen orman tahdidi karşısında tapunun hukuki değeri kalmayacağı açıktır. Bu sebeple tapu iptali yolunda ayrı bir davanın açılmış olup olmaması hukuki sonucu etkilemez. 5653 sayılı Yasanın 1. maddesinin (E) fıkrasına göre; (maki cinsinden her türlü ağaççıklarla örtülü yerler) orman sayılmaz. Ancak, maddenin devamında (bu Kanunun 43. maddesi gereğince muhafaza ormanı mahiyetini taşıdığı veya devamlı orman hasılatı verdiği Tarım Bakanlığı'nca fennen belirtilecek olan makilerle örtülü sahalar, yukarıdaki E fıkrasının hükmü dışındadır) denilerek bir ayrım yapılmıştır. Kaldı ki, 6831 sayılı Yasanın 1. maddesinin (J) bendinde; (funda veya makilerle örtülü, orman ve toprak muhafaza karakteri taşımayan yerler) orman sayılamaz denilerek maki olduğu halde toprak muhafaza karakteri taşıyan yerler yine orman sayılmıştır.
 
Ayrıca, 6831 sayılı Yasanın 7. maddesini değiştiren 2896 sayılı Yasanın 7. maddesinde; (Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması. yapılmış olup ta herhangi bir nedenle) orman sınırları dışında kalmış ormanların  tayin ve tespiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır denilerek, herhangi bir nedenle dışta kalmış ormanların tekrar sınırlamasının yapılacağı kabul edilmiştir. İşte olay 2896 sayılı Yasa ile yapılan sınırlandırma ve 2/B uygulaması sırasında gerçekleşmiş ve 5040 m2.lik kesimin, toprak muhafaza karakteri taşıyan orman sayılan yer olduğu saptanıp tahdit içine alınmıştır. Maki tefrik komisyonunca evvelce yapılan işlemle maki alanı içine alınmış olması taşınmazın tapu malikine iadesi anlamına gelmez. 3116 sayılı Yasa ile yapılan tahditte 1 949'da esasen kesinleşmiş tahdit içine alınmıştır. İade söz konusu değildir. Maki tefriki ile oluşan durum taşınmazın tamamında hukuki statüyü değiştirmez. Maki alanı olarak yapılan ayırım tahdit dışına çıkarma işlemi değildir. Bu sebeple, 2896 sayılı Yasa ile yapılan işlem toprak muhafaza karakteri taşıyan ve orman sayılan kesimin tahdit içinde tutulması ilk tahdide göre de yasaya uygun biçimde orman tanımı içine alınan yerin saptanmış olmasıdır.
 
Bu sebeplerle, muhafaza karakteri taşıyan ve orman sayılan kesimin tahdit içinde bırakılması doğrudur: Esasen yeniden kurulan maki tefrik komisyonlarının , orman rejimi dışına çıkarma yetkisinden söz edilemez. Zira, tahdit içine alma ve çıkarma yetkisi yalnız orman tahdit komisyonlarına verilmiştir ve bu komisyonların kuruluşu yasa ile gerçekleştirilmiştir.
 
Maki tefrik komisyonlarından 5653 sayılı Yasada söz edilmediği gibi yönetmelikle kurulan komisyonların yaptığı işlem tahdit dışına çıkarma işlem[ değildir. Nitelik olarak makilik alanı belirlemekten ibarettir. Makilik 'alan, tahdit dışına çıkarılmış yer anlamında olmayıp,. 2896 sayılı Yasa ile yapılan tahditte kısmen orman olduğu vurgulanıp, yine ilk tahdit sınırı içinde bırakılmıştır. Orman Yönetiminin bu işleme itirazı olmamıştır. Dosyada yer alan ve bozmadan önce yapılan keşifte alınmış 12.4.1987 tarihli rapor ile bozmadan sonra alınan 4.11.1988 tarihli raporlar, üçer kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yapılan keşifler sonucu alınmış ve birbirini doğrulayan raporlardır. Bu iki rapor, teknik bulgular ve taşınmazın geçirdiği aşamalara uygun olarak düzenlendiği halde, tekrar keşif yapılarak tek orman mühendisinden alınan son rapora dayanılması olanaksızdır. Ziraat mühendisi ormanla ilgili rapor düzenleyemez. 5653 ve 6831 sayılı Yasalara göre kısmen toprak muhafaza karakteri taşıyan ve orman sayılan yer olduğu saptanan kesiminde, diğer bölüm gibi değerlendirilerek, davanın, taşınmazın tamamı yönünden kabulü doğru değildir. 6831 ve değiştiren 2896 sayılı Yasaya göre yapılan işlemde orman tahdit komisyonunun kısmen orman kısmen orman sayılmayan yer olarak belirtme yapmış olması ve bu tespite uygun düşen birbirini doğrulayan iki ayrı raporun varlığı karşısında, orman olduğu' kesinlik kazanmış krokide (A) ile işaretli 5040 .m2.lik kesimle ilgili davanın reddi gerekirken 233 parselin tamamı yönünden davanın kabulü usul ve yasaya aykırıdır.
 
SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yönetimin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 6831 sayılı Yasanın 11. maddesine göre tahdide itiraz davaları harca tabi olmayıp, harç alınmamış olduğundan bu yolda karara yer olmadığına, 19.12.1991 günü oybirliği ile karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini