 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 2005/6649
K: 2005/7032
T: 9.6.2005
- ELATMANIN ÖNLENMESİ DAVASI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İçtihat Özeti: 3290 sayılı Kanunun 13. maddesi ile değişen 2981 sayılı Kanunun 22. maddesinin (b) bendinde 2981 sayılı Kanunun kapsamına giren yapılarla ilgili olarak yargı mercilerinde açılmış davaların yürütülemeyeceği gibi, haklarında evvelce yıkım kararı alınmış ve kesinleşmiş olan yıkım işlemlerinin de bu kanuna göre işleme tabi tutulacağı belirtilmiştir. Bunun istisnası ise çekişme konusu yapının, özel kişiye ait gayrimenkul üzerine yapılmış olmasıdır. Özel kişiler arasında yıkımın önlenmesi konusunda anlaşma sağlanamıyorsa, bu çeşit yapının yıkımı engellenemeyecektir.
(2981 s. MAYK. m. 22)
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı vekili, idarenin maliki bulunduğu 11 parsel sayılı taşınmaza davalının bina yapmak suretiyle elattığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur.
Davalılar, tapu tahsis belgelerinin bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların tapu tahsis belgelerinde belirtilen yeri kullandıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; tetkik hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 11 parsel sayılı taşınmazın kayden davacı ve dava dışı Belediye'ye ait bulunduğu imarla oluşan bu parselin öncesinde kadastral parsellerde davalılar yararına tapu tahsis belgesi bulunduğu, halen geçerliliğini koruyan belgeden kaynaklanan hakkın, imar parselinde beyanlar hanesinde gösterildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilen ve 2981 sayılı Kanunun 2. maddesinde belirtilen yerlerde inşa olunmuş yapılar hakkında adı geçen kanun ve bu kanuna değişiklik getiren 7.6.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3290 sayılı Kanun hükümleri gözönüne alınmak suretiyle olaya çözüm getirilmelidir.
3290 sayılı Kanunun 13. maddesi ile değişen 2981 sayılı Kanunun 22. maddesinin (b) bendinde 2981 sayılı Kanunun kapsamına giren yapılarla ilgili olarak yargı mercilerinde açılmış davaların yürütülemeyeceği gibi, haklarında evvelce yıkım kararı alınmış ve kesinleşmiş olan yıkım işlemlerinin de bu kanuna göre işleme tabi tutulacağı belirtilmiştir. Bunun istisnası ise çekişme konusu yapının özel kişiye ait gayrimenkul üzerine yapılmış olmasıdır. Özel kişiler arasında yıkımın önlenmesi konusunda anlaşma sağlanamıyorsa, bu çeşit yapının yıkımı engellenemeyecektir.
Hal böyle olunca, yukarda öngörülen yasal düzenlemeler gözetilerek davanın durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 9.6.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.