Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 2005/4527
K: 2005/5529
T: 04.05.2005

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


Taraflar arasında görülen davada;
Davacı hazine, davalılar adlarına tescil edilen 304 parsel sayılı taşınmaza uygulanan vergi kaydının sınırlarının sabit olmadığını; aynı vergi kaydının 304 parselle birlikte başka parsellere de uygulandığını ve bu parsellerin miktarının vergi kayıt miktarından çok fazla olduğunu; davalıların yeterli ve geçerli zilyetliklerinin bulunmadığını ileri sürerek, taşınmaz tapusunun iptaliyle, vergi kayıt miktarı fazlasının hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuşlar, diğerleri ise davaya yanıt vermemişlerdir.
Mahkemece, taşınmazın genişletilmesinin mümkün olmadığı ve her türlü kuru tarım yapılmasına müsait kültür arazisi vasfında bulunduğu ve davalıların 30 yılı aşkın zilyetliklerinin olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı.
Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; genel kadastro sırasında 75.600 m2 yüzölçümündeki 304 parsel sayılı taşınmaz 1937 tarihli, 3 hektar (30.000 m2) yüzölçümlü vergi kaydı uygulanmak suretiyle davalılar adlarına tespit edilerek çap kaydına bağlandığı anlaşılmaktadır.
Davacı hazine, çekişme konusu 304 parsele uygulanan vergi kaydının dava konusu parselle birlikte dava dışı 299 ve 307 sayılı parsellere de kayıt miktarının çok üzerindeki bir miktarla uygulandığını, kaydın gayrısabit sınırlı olması nedeniyle miktarı ile geçerli bulunduğunu, miktar fazlası üzerinde kazandırıcı zamanaşımı ile mülk edinme koşullarının davalılar yararına gerçekleşmediğini iddia ederek kayıt miktar fazlasının tapusunun iptali ile hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, tespit dayanağı vergi kaydının sabit sınırlı olduğu kabul edilerek dava reddedilmiştir.
Gerçektende 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 20. maddesi gereğince değişmez ve genişletilmeye elverişli olmayan sınırları taşıyan (sabit sınırlı) kayıtların kapsamının sınırlarının çevrelediği alan olacağı yargısal uygulamalarda da kabul edilen bir kuraldır.
Nevar ki, kadastro tespitinde uygulanan davalıların dayanağını teşkil eden 1937 tesis tarihli ve 205 tahrir nolu vergi kaydının bir sınırı "kişi"yi, okurken diğer sınırları "Taştepe", "Aktepe" ve "dere" gibi doğal sınırları göstermektedir. Bu sınırlara göre, teknik bilirkişi krokisinde gösterildiği üzere kaydın, çekişmeli parselle birlikte dava dışı 307 parseli, yolları, kuru dere yataklarını, fundalık alanları ve dava dışı kişilere ait 303, 305, 309 sayılı parselleri dıştan çevrelemek suretiyle kapsamına aldığı görülmektedir. Öte yandan, vergi kaydı her nekadar yine davalılar adına tespit edilen 299 sayılı parsele de uygulanmamışsa da, bu parsele yanlışlıkla uygulandığı ve kapsamı içine almadığı dava dışı kişilere ait parsellerin çekişme konusu parselden ifrazen oluşmadıkları keşfen belirlenmiştir.
Bilindiği üzere; "tepe", "dere" gibi tabii sınırlar kural olarak değişken ve genişletilebilir sınırlardandır. Bu tür sınırların sabit nitelikte olduğunun kabul edilebilmesi için arazi düzeyi ile tepe sınırının dik açılarla, "dere" sınırı yönünden de dere şevi ile taşınmazın dik yamaçlarla ayrılması gerekir. Oysa somut olayda kayıtta belirtilen sınırların çekişmeli taşınmazın çok uzağında yer aldıkları ve doğrudan sınır oluşturmadıkları görülmektedir. Ayrıca çekişme konusu 303 sayılı parselin belgesizden dava dışı kişi adına ham, kıraç arazinin zilyet edilmesi ile tespit edildiği ve çekişmeli taşınmazdan ayrılmadığı gözetildiğinde dayanak kayıt sınırlarının kapandığı söylenemez.
Öyleyse, kaydın sabit sınırlı olduğu kabul edilemez. Dayanak vergi kaydı 30 dönüm olup, kayıt kapsamının taşınmazın fiilen sınırlarında yer alan fundalık alana kadar sonradan genişletilerek kayıt kapsamına dahil edildiğinin böylelikle fundalığın genişletme sonucu ve sonradan taşınmaza sınır oluşturduğunun kabul edilmesi gerekir. 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 20. maddesi gereğince değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırları havi kayıtların kapsamı miktarı ile geçerlidir. Elbette miktar fazlası yönünden taşınmazın niteliği itibarı ile zilyetlik imar ihya ile mülk edinilmeye elverişli ise o taktirde 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 14 ve 17. madde koşullarının gözetilmesi gerekeceği tabiidir. Davalı tarafın dayanağını teşkil eden ve tespit sırasında uygulanan vergi kaydının mesahası 3 hektar (30 dönüm: 30.000 m2) olup, 1937 tarihinde tesis edilmiştir. Kadastro tespiti ise 1956 tarihlidir. Vergi kaydı sahibi lehinde delil teşkil edeceği gibi aleyhinde de delil teşkil eder. O halde, kayıt tesis tarihinden tespit tarihine kadar yasanın öngördüğü 20 yıllık süre dolmadığından 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 14. ve 17. madde koşullarının davalılar açısından gerçekleştiği kabul edilemez.
SONUÇ: Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA 4.5.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini