 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 2005/4476
K: 2005/6185
T: 17.5.2005
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacılar,birleşen davalar ile ortak miras bırakanları Ahmet'in çekişmeli taşınmazlarının bir kısmını ölünceye kadar bakma akti,bir kısmını satış göstermek suretiyle davalılara mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak temlik ettiğini ileri sürerek tapuların iptali ile payları oranında tescilini istemişlerdir.Yine birleşen 2004/884 esas sayılı dava ile murise ait kamyonetin muvazaalı olarak davalı Mustafa'ya temlik edildiği iddiasıyla rayiç bedelinin tahsili isteğinde bulunulmuştur.Davalılar,davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece,davanın kısmen kabulü ile 376 parsel yönünden vazgeçme nedeniyle 762 parsel yönünden ise muvazaa iddiası kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine,diğer taşınmazlar ve dava konusu kamyonet bakımından muvazaa iddiası sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar,davalı Mustafa ile davacılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla,duruşma günü olarak saptanan 17.5.2005 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden Mustafa vekili ile yine temyiz eden Gönül vs. vekili geldiler,duruşmaya başlandı,süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi,duruşmanın bittiği bildirildi,iş karara bırakıldı bilahare Tetkik raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece,davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden,toplanan delillerden,762 parsel haricindeki dava konusu edilen çekişmeli taşınmazların miras bırakan tarafından mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı temlik edildiği anlaşıldığına göre muvazaa olgusu benimsenmek suretiyle bu taşınmazlar yönünden davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Diğer taraftan çekişmeli 762 parsel sayılı taşınmazın da 25 parseldeki davalı Mustafa'nın payı ile trampaya konu edildiği,temlikin bedelsiz olmadığı dikkate alınarak bu taşınmaza yönelik davanın reddedilmesi de doğrudur.Öte yandan,taraf vekilleri yararına davanın ret ve kabul durumu gözetilmek suretiyle her bir dava için ayrı avukatlık parası taktirinde de bir yanılgı mevcut değildir.Tarafların belirtilen hususlara yönelik temyiz itirazları yerinde değildir,reddine.Ancak,birleşen 2004/884 esas sayılı dosyada dava konusu edilen,muris tarafından davalı Mustafa'ya temlikinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davacıların payı oranında bedeline hükmedilen araca yönelik, davalının temyizine gelince taşınır malların mülkiyetinin nasıl intikal edeceği Medeni Kanunun 763 (eski 687 maddesi) maddesinde düzenlenmiştir.Kural olarak taşınırların satışı ya da bağışlanması şekle bağlı olmayıp satan veya bağışlayanın bu şeyi karşı tarafa teslim etmesi ile akit gerçekleşir, (Borçlar Kanununun 192-237 maddeleri) mülkiyet alıcıya geçer.Somut olayda,miras bırakan ile davalı arasındaki sözleşme menkul malın (kamyonetin) devrine ilişkindir.Bu gibi sözleşmeler şekil şartına bağlı olmadığından malın teslimi ile mülkiyeti alıcısına geçer.Bu tür bir temlikin 1.4.1974 gün ½ sayılı İçtihadı Birleştirme kapsamında olduğu söylenemez.Hal böyle olunca,birleştirilen 2004/884 esas sayılı dosyadaki araca yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle bedele hükmedilmiş olması doğru değildir. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,4.12.2004 tarihinde yürürlüğe giren Avukat Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 400,00 YTL duruşma avukat parasının diğer temyiz edenden alınmasına,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,17.5.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|