 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 2005/4441
K: 2005/5038
T: 25.04.2005
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden malik olduğu üzerinde ev bulunan 479 parsel sayılı taşınmazın, davalı gelininin kendisine bakacağını söyleyerek kandırıp, taşınmazın temlikini sağladıktan sonra bakmadığını, bedelsiz devredildiğini ileri sürerek tapunun iptal ve tescilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı iddiası sabit görülmeyerek davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı.Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
İddianın ileri sürülüş biçimi ve dava dilekçesinin içeriğine göre davada, davacının hile hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve tescil isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, mahkemece, değinilen hukuki sebebe yönelik hüküm kurmaya elverişli yeterli bir inceleme ve araştırmanın yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Bilindiği üzere; hile,genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur.B.K'nun 28/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz.Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan,hile her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir.Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
SONUÇ: Hal böyle olunca; yukarıdaki ilkeler ve olgular gözetilerek taraf delillerinin toplanması, dinlenecek tanıklardan hile olgusuna yönelik bilgilerin alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek "muvazaa nedeniyle tapunun iptaline yönelik davanın kabul şartlarının oluşmadığından" sözedilerek yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.4.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.