 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 2005/3772
K: 2005/4499
T: 13.4.2005
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, paydaşı bulunduğu 106 parsel sayılı taşınmazını davalının haksız biçimde otopark olarak kullandığını ileri sürmüş, elatmasının önlenmesini ve ecrimisil istemiştir.
Davalı, kiracılık ilişkisi nedeniyle taşınmazı kullandığını savunmuştur.
Mahkemece, davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın taşınmazı işgal ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davacının payına vaki elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmiştir.
Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı.
Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişmeli 106 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere davacı ve dava dışı oğlu adlarına kayıtlı bulunduğu, davalının ise bu taşınmazı otopark olarak kullandığı sabittir.
Davacı, taşınmazdaki payına dayanarak eldeki davayı açmış; davalı, kiracı sıfatı taşıdığını savunmuştur.
Bilindiği üzere, Medeni Kanunun 693/3. maddesi hükmü gereği paylı mülkiyette paydaşlardan herbiri ortak menfaatlar yönünden diğerlerini temsil edebilir ve 3. kişilere karşı taşınmazın korunmasını sağlayabilir. Kuşkusuz bu koruma paylı mülkiyetin tamamını kapsar. Esasen anılan husus 21.6.1944 Tarih, 30/24 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulanmıştır. Öte yandan ecrimisilin bölünebilir bir hak olduğunda da şüphe yoktur. Somut olayda, taraflar arasında kira ilişkisinin varlığının kanıtlanamadığı, davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın taşınmazı işgal ettiği anlaşıldığına göre elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesi kural olarak doğrudur.
Nevar ki, mahkemece yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve yargısal uygulama gözardı edilerek davacının payına elatmanın önlenmesine ve ecrimisilin tamamına hükmedilmiştir.
SONUÇ: Hal böyle olunca, taşınmazın tamamına davalının elatmasının önlenmesine ve davacının payı oranında ecrimisile karar verilmesi yerine yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Tarafların temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.4.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.