 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 2005/2774
K: 2005/3520
T: 24.3.2005
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı,kayden maliki bulunduğu 55 ada 190 parsel sayılı taşınmazı yaşlılık ve hastalığının etkisiyle satış suretiyle davalıya devrettiğini,satışın çok düşük bedelle yapıldığını ve edimler arasında aşırı dengesizlik bulunduğunu ileri sürüp gabin nedeniyle tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı,yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir.
Mahkemece,davacının gabin iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar,davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla,tetkik hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, gabin hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 190 parsel sayılı taşınmazın davacı tarafından 16.9.2002 tarihli akitle ve 1.000.000.000.TL.bedelle davalıya satış suretiyle temlik edildiği görülmektedir.
Davacı, bu işlemin gabin ile illetli olduğunu ileri sürmüştür.
Bilindiği üzere; sözleşmenin gabin nedeniyle illetli olduğunun kabulü için edim ve karşı edim arasındaki nisbetsizliğin, taraflardan birinin, diğerinin şahsında mevcut özel bir durumu bilerek, istismar etmesi, sömürmesi sonucu oluşması gerekir. Dar ve zor durumda kalmaları nedeniyle, sözleşme yapmağa, mallarını çok düşük bedel ile devretmeye sürüklenmiş kişileri korumak zayıfı güçlüye ezdirmemek için hukukumuzda da düzenlemeler yapılmış Borçlar Kanunun 21. maddesi ile aynen"bir akitte ivazlar arasında açık bir nisbetsizlik bulunduğu takdirde eğer gabin mutazarrırın muzayaka halinde bulunmasından veya hiffetinden yahut tecrübesizliğinden istifade suretiyle vukua getirilmiş ise mutazarrır bir sene zarfında akti feshettiğini beyan ederek verdiği şeyi geri alabilir" hükmü getirilmiştir. O halde, gabin den söz edilebilmesi, objektif unsur olan edimler arasındaki aşırı nisbetsizlik yanında bir tarafın darda kalma, tecrübesizlik, düşüncesizlik(hafiflik ) hallerinin bulunması, diğer yanın ise yararlanmak, sömürmek kastını taşıması biçiminde iki subjektif unsurun dahi gerçekleşmesine bağlıdır. Gabinin varlığı zarar görene (sömürülene),sözleşme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirerek iptal davası açıp iddiasını her türlü delille kanıtlama ve verdiğini geri isteme hakkı verir.
Somut olaya gelince; toplanan deliller yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde öncelikle taşınmazın aksi ispat edilemeyen akitteki satış bedeli ile keşfen saptanan gerçek bedeli arasında aşırı oransızlık bulunduğu sabittir.Bedel farkının ödendiği'de kanıtlanmış değildir.Diğer taraftan; davacının akit tarihi itibariyle yaşlı, hastalıklı ve aldatılmaya müsait bir kişiliğe sahip bulunduğu akdin tecrübesizlik ve düşüncesizliğinden kaynaklanarak gerçekleştirildiği de anlaşılmaktadır.
Bu durumda, temliki işlemde gabinin objektif ve subjektif unsurlarının bulunduğu kabul edilmelidir.
SONUÇ: Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.3.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.