 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 2004/9138
K: 2004/12345
T: 2.11.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MÜLKİYETİN KAPSAMI
İçtihat Özeti: Zemine ilişkin hak sahibi olan davacının, anılan taşınmazda bu yerin altı ve üstü bakımından da mülkiret hakkına sahiptir.
(4721 s. MK. m. 718)
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı vekili, dava konusu 1 parsel sayılı taşınmazın 1 nolu bağımsız bölümü üzerindeki kısımla birlikte izaleyi şüyu satışından satın aldığını, davalıların da paralarını ödediği haide dava konusu taşınmazda çıkmadıklarını ileri sürerek davalıların el atmalarının önlenilmesi ile toplam 750.000.000. TL. ecrimisilin tahsilini istemiştir.
Davalılar vekili, taşınmazın müvekkillerine ait olduğunu, bu kısmın satışa konu olmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın ruhsatsız, imara aykırı olduğu, burada herhangi bir hakkın talep edilemeyeceği gibi dava konusu yerin satışa konu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli taşınmazda bulunan ve kat mülkiyeti oluşan bağımsız bölümün (dükkanın) kayden davacıya ait olduğu, davalıların anılan yerde kayda dayalı bir hakkının bulunmadığı görülmektedir.
Öte yandan, anılan bağımsız bölümün üzerinde inşaa edilen bağımsız bölümlerin de davalıların işgalinde bulunduğu sabittir. Zemine ilişkin hak sahibi olan davacının anılan taşınmazda bu yerin altı ve üstü bakımından mülkiyet hakkına sahip olacağı Türk Medeni Kanununun 718. maddesi hükmü gereğidir. Öyle ise, davalıların davacıya ait bağımsız bölümün üstündeki yerleri işgalinin haklı bir nedene dayandığı söylenemez. Diğer taraftan davalıların işgali altındaki yerlerin kaçak ve imara aykırı olması da davacının bu yer bakımından yukarıda açıklanan ve mülkiyetten kaynaklanan haklarını kullanmasına engel teşkil etmez.
Hal böyle olunca, mülkiyet hakkına üstünlük tanınmak suretiyle elatma-nın önlenilmesi davasının kabulüne ve belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yanlış gerekçe ile yazılı şekilde davanın reddi doğru değildir. Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile kararın açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 4.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren avukat ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 375.000.000 TL. duruşma avukat parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 2.11.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.