 |
T.C
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E: 2004/716
K: 2004/1392
T: 19.2.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- MURİS MUVAZAASI
- TAPU İPTALİ VE TESCİL
- EVLATLIĞIN ALT SOYU
- DAVA AÇMA HAKKI
İçtihat Özeti: 1- Evlatlık ve alt soyu, evlat edinene kan hışmı gibi mirasçı olacağından evlatlığın daha önce ölmüş olması onun füruğlarının evlat edinene mirasçı olmasına engel teşkil etmez.
2- Kök murisin yasal mirasçısı konumunda bulunan, evlatlığın mirasçısı olan davacının davada sıfatı bulunduğu tartışmasızdır.
(4721 s. MK. m. 500)
Taraflar arasında görülen dâvada;
Davacı, miras bırakanı Fatma'nın mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla 431 ada 111 parsel sayılı taşınmazda bulunan paylarını davalılara satış suretiyle devrettiğini, gerçek değer ile satış değeri arasında fark olduğunu ileri sürüp, muvazaa nedeniyle tapu kayıtlarının iptaline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, miras bırakanın evlatlığının çocuğu olan davacının dava açma sıfatı olmadığını, taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldıklarını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, evlat edinenden önce ölen evlatlığın mirasçılarının evlat edinenin mirasçısı olamayacağı, bu nedenle davacının dava açma hak ve sıfatı bulunmadığı, hatalı olarak alınan mirasçılık belgesinin hukuki işlevi bulunmayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, muris muvazaası nedeniyle tapu iptali isteğinde ilişkindir. Mahkemece, davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakan Fatma'nın davaya konu 431 ada 111 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını 13.11.1992, 9.3.1993, 20.10.1994 tarihli akitlerle davalılar Reyhan ve Ayşe'ye temlik ettiği görülmektedir.
Davacı, miras bırakanın evlatlığının füruudur. Kök miras bırakan 24.4.2000 tarihinde, evlatlığı Hüseyin Cahit ise, 17.11.1994 tarihinde kendisinden önce ölmüştür. Medeni Kanununun 500. maddesi gereğince, evlatlık ve alt soyu evlat edinene kan hışmı gibi mirasçı olacağından evlatlığın daha önce ölmüş olması onun füruğlarının evlat edinenin mirasçısı olmasına engel teşkil etmez.
Öyleyse, kök miras bırakanın yasal mirasçısı konumunda bulunan davacının davada sifatı bulunduğu tartışmasızdır.
Hal böyle olunca, davada sıfatın varlığı gözetilerek işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenle HUMK.'nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.2.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verild i.