 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KOMŞULUK HUKUKU
DELİLLERİN TOPLANMASI
İçtihat Özeti:
Bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kurallarına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırlarını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır.
(4721 s. MK. m. 683, 737)
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 3039 parsel sayılı taşınmazına komşu parsel maliki davalının sınırı geçerek ağaç dikmek suretiyle tecavüz ettiğini, dikilen ağaçların gölge yaparak mahsulüne zarar verdiğini ileri sürüp, ağaçların kesilerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, duruşmalara katılmamış, yanıt da vermemiştir.
Mahkemece, davalının davacı taşınmazına tecavüzü olmadığı, ancak ortak sınıra davalı tarafından dikilen ağaçların gölge yapmak suretiyle davacının ürününe zarar verdiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; tetkik haki-mi'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı, komşu parsel maliki davalının, 3039 parsel nolu taşınmazına sınırı geçerek ağaç diktiğini, ağaçların gölgesinin ürününe zarar verdiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve ağaçların kesilmesi isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, davacıya ait 1039 parsel sayılı taşınmaz ile davalıya ait 1033 nolu parsel sınırına davalı tarafından dikilen ağaçların davacı tarlasındaki ürününe zarar verdiği, ancak davacı parseline doğrudan bir tecavüz olmadığı gerekçesiyle, elatmanın önlenmesi isteğinin reddine, ağaçların kesilmesine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet; geniş haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevlerde yükleyen bir ayni haktır. Medeni Kanunun 683. maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı Kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir.
O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulmak, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır.
Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne surette giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur.
Somut olaya gelince; fen bilirkişisi, davacı taşınmazına tecavüz olmadığını, ziraat teknisyeni bilirkişisi de sınırdaki ağaçların gölgelerinin davacı ürününe zarar verdiğini, kesilmeleri gerektiğini rapor etmişlerdir.
Ne var ki; hükme esas alınan raporda, zarara sebebiyet veren gölgenin, ağaç dallarının kısmen budanarak aralanması ya da benzeri başkaca bir işlemin ya da işlemlerin yapılması şeklindeki önlem veya önlemlerle giderilip giderilemeyeceğine hiç değinilmemiş, ağaçların kesilmesi yolundaki önlem bir görüş olarak bildirilmiştir.
O halde, mahkemece uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile yerinde yeniden keşif yapılarak, yukarıdaki ilkeler uyarınca uzman bilirkişilerden gölgenin yol açtığı zarar, taraf taşınmazlarının konumu, nitelikleri, yöresel örf ve adetler, özellikle teknik tarım kurallarına göre başkaca önlemlere başvurulmak suretiyle giderilip giderilemeyeceği yönünde bilimsel ve gerekçeli rapor alınması, önerilen önlemlerden olaya en uygun düşeni ve adil olanı seçilip ona hük-medilmesi gerekirken, önlem yönünden açıklama taşımayan ve yeterli olmayan rapor esas alınarak yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 3.6.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.