Hukuki.NET

    T.C.
    YARGITAY
    1. Hukuk Dairesi
    E: 2004/6223
    K: 2004/6737
    T: 3.6.2004

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


      1. KOMŞULUK HUKUKU
        1. DELİLLERİN TOPLANMASI
      İçtihat Özeti:
          Bir toplumda birlikte yaşama olanağı
            sağlayan in
              s
                ancıl, gerçekçi, zorunlu temel
                  hukuk kurallarına göre, ha
                    k
                      im; somut olayın
                        özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma
                          amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve
                            adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve
                              gerçeklerini gözönünde bulun
                                d
                                  urarak,
                                    komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü
                                      ol
                                        d
                                          ukları olağan katlanma ve hoşgörü
                                            sınırlarını aşan bir taşkınlığın bulunup
                                              bulunmadığını saptama, zararı gideri
                                                c
                                                  i
                                                    önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz
                                                      müdahale
                                                        l
                                                          eri yapmak suretiyle özverileri
                                                            denkleştirme durumunda
                                                              d
                                                                ır.
      (4721 s. MK. m. 683, 737)
      (1086 s. HUMK. m. 240)
        Taraflar arasında görülen davada;
        Davacı, kayden maliki olduğu 3039 parsel sayılı
          taşınmazına komşu parsel maliki davalının sınırı geçerek ağaç
            dikmek suretiyle tecavüz ettiğini, dikilen ağaçların gölge yaparak mahsulüne zarar verdiğini ileri sürüp, ağaçların kesilerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
      Davalı, duruşmalara katılmamış, yanıt da vermemiştir.
      Mahkemece, davalının davacı taşınmazına tecavüzü olmadığı, ancak ortak sınıra davalı tarafından dikilen ağaçların gölge yapmak suretiyle davacının ürününe zarar verdiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
      Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; tetkik haki-mi'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
      Davacı, komşu parsel maliki davalının, 3039 parsel nolu taşınmazına sınırı geçerek ağaç diktiğini, ağaçların gölgesinin ürününe zarar verdiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve ağaçların kesilmesi isteğinde bulunmuştur.
      Mahkemece, davacıya ait 1039 parsel sayılı taşınmaz ile davalıya ait 1033 nolu parsel sınırına davalı tarafından dikilen ağaçların davacı tarlasındaki ürününe zarar verdiği, ancak davacı parseline doğrudan bir tecavüz olmadığı gerekçesiyle, elatmanın önlenmesi isteğinin reddine, ağaçların kesilmesine karar verilmiştir.
      Bilindiği üzere; çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet; geniş haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevlerde yükleyen bir ayni haktır. Medeni Kanunun 683. maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı Kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir.
      O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulmak, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır.
      Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne surette giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur.
      Somut olaya gelince; fen bilirkişisi, davacı taşınmazına tecavüz olmadığını, ziraat teknisyeni bilirkişisi de sınırdaki ağaçların gölgelerinin davacı ürününe zarar verdiğini, kesilmeleri gerektiğini rapor etmişlerdir.
      Ne var ki; hükme esas alınan raporda, zarara sebebiyet veren gölgenin, ağaç dallarının kısmen budanarak aralanması ya da benzeri başkaca bir işlemin ya da işlemlerin yapılması şeklindeki önlem veya önlemlerle giderilip giderilemeyeceğine hiç değinilmemiş, ağaçların kesilmesi yolundaki önlem bir görüş olarak bildirilmiştir.
      O halde, mahkemece uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile yerinde yeniden keşif yapılarak, yukarıdaki ilkeler uyarınca uzman bilirkişilerden gölgenin yol açtığı zarar, taraf taşınmazlarının konumu, nitelikleri, yöresel örf ve adetler, özellikle teknik tarım kurallarına göre başkaca önlemlere başvurulmak suretiyle giderilip giderilemeyeceği yönünde bilimsel ve gerekçeli rapor alınması, önerilen önlemlerden olaya en uygun düşeni ve adil olanı seçilip ona hük-medilmesi gerekirken, önlem yönünden açıklama taşımayan ve yeterli olmayan rapor esas alınarak yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir.
      Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 3.6.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini