 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 2004/237
K: 2004/1324
T: 19.2.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, annesi Kübra maliki olduğu 1568 ve 1570 parsel sayılı taşınmazlarını ölünceye kadar bakma akdi ile davalı kızına temlik ettiğini, fakat davalının bakıp gözetme şartını yerine getirmediğini, annesinin kendi bakımı altında iken öldüğünü ileri sürüp; tapu kaydının iptali ile eski malik Kübra adına tescilini istemiştir.
Davalı, 1991 yılından ölümüne kadar annesine baktığını, her türlü bakım ve gözetimini yaptığını ihtiyaçlarını karşıladığını, murisin Ramazan Bayramını geçirmek için köyüne gittiğinde rahatsızlanarak öldüğünü, annesinin kendisinin bakımından memnun kaldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bakım borçlusunun sorumluluğunu bakım alacaklısı ölmeden önceki son 1 yıl içinde gereği gibi yerine getirmediği, sözleşmenin gizli hibe niteliği taşıdığı gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı.
Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava; tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; ortak miras bırakan Kübra davaya konu edilen 1568 ve 1570 parsel sayılı taşınmazlarını 21.9.1995 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya temlik ettiği, 12.12.2001 de öldüğü görülmektedir.
Davacı dava dilekçesinde temlik sebebini oluşturan bakım akdi gereklerinin davalı tarafından yerine getirilmediğini ileri sürmüş, cevaba cevap dilekçesinde de dava sebebine temlikin muvazaalı olduğu olgusunu eklemiştir.
Dava konusu taşınmazların ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya temlik edildiği dikkate alındığında miras bırakanın sağlığında ileri sürmediği akde aykırılık iddiasının mirasçı tarafından ileri sürülemeyeceği gözetilerek dava dilekçesinde belirtilen sebep yönünden davanın dinlenme olanağı bulunmadığı kuşkusuzdur.
Temlikin muvazaalı yapıldığı iddiasına gelince; bakım akdinin 1995 yılında yapıldığı, 2001 yılına kadar davalının akitle yükümlü olduğu -bakım- görevini yerine getirdiği tartışmasızdır. Miras bırakanın 2001 yılında köyüne giderek geri dönmediği ve orda öldüğü de dosyada kapsamından anlaşılmaktadır. Ölümünden önceki son 1 yıla yakın dönemde, davalı bakım borçlusuna yüklenebilecek bir kusurdan dolayı bakım borcunun yerine getirilmediği de sabit değildir.
Hal böyle olunca, çekişmeye konu edilen temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu kabul etme olanağı yoktur. Öyle ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.2.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.