Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 2003/8571
K: 2003/10694
T: 14.10.2003

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


• PAYLI MÜLKİYET
İçtihat Özeti:
Hakim, paydaşlık ilişkisinin devamında
fayda ve zorunluluk olan hallerde, paydaşların
sicilden kaynaklanan haklarını ihlal etmeksizin,
diğer paydaşların hakları ile bağdaştığı ölçüde,
somut olayın özelliğini, taşınmazın konumunu,
kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf
ve adetlerini, tarafların ihtiyaç ve gereçlerini
gözetmek suretiyle paylı malın kullanılmasının
zaman veya yer itibarıyla paydaşlar arasında ne
şekilde bölünebileceğini saptayıp buna karar
verebilir.
(4721 s. MK. m. 688, 693, 700)
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, tarafların paydaşı bulundukları dava konusu
taşınmazın kullanım şekli konusunda anlaşamadıklarını belirtip,
Medeni Yasanın 693. maddesi gereğince bu yerden yararlanma ve
kullanma şeklinin hakimlikçe belirlenmesine veya paylı malın
kullanımının eşit olarak bölünmesine karar verilmesini
istemişlerdir.
Davalılar, bölüşümün mümkün olmadığını ileri sürerek
davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, haklı görülmediği gerekçesiyle davanın
reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar tarafından süresinde duruşma istemli
temyiz edilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten
sonra tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu,
düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, paylı mülkiyet üzere olan taşınmazda, kullanma ve
yararlanma biçiminin tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişmeli 592
ada 2 parsel sayılı "bahçeli kargir işyeri" niteliğindeki taşınmazın,
paylı mülkiyete konu olduğu, davalı Ece dışındaki dava
taraflarının taşınmazda paydaş bulundukları, taraflar arasındaki
uyuşmazlığın, bu işyerindeki 1 nolu bağımsız bölümden
kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında, mülkiyet uyuşmazlığı yoktur. Çekişme,
söz konusu bağımsız bölümün kullanılma ve yararlanma
biçiminin ne olması gerektiği noktasındadır.
Bilindiği üzere, 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721
sayılı Türk Medeni Kanununda paylı mülkiyet, yasanın 688 ile
700. maddelerinde düzenlenmiş, düzenlemede, genellikle 1926
tarihli önceki yasa hükümleri dikkate alınmış, "Yönetim ve
Tasarrufa" ilişkin bazı konularda açıklık sağlanmış, bu arada 693.
madde ile de önceki yasadan farklı bir yasa hükmü getirilmiştir.
Sözü edilen maddede aynen "Paydaşlardan her biri,
diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan
yararlanabilir ve onu kullanabilir. Uyuşmazlık halinde yararlanma
ve kullanma şeklini hakim belirler. Bu belirleme, paylı malın
kullanılmasının zaman veya yer itibarıyla paydaşlar arasında
bölünmesi biçiminde de olabilir. Paydaşlardan her biri,
bölünemeyen ortak menfaatlerin korunmasını diğer paydaşlara
temsilen sağlayabilir" ifadelerine de yer verilmiştir. Önceki
yasada bu maddeyi tam olarak karşılayan bir hüküm mevcut
değildir. Özellikle, hükümet gerekçesinde değinildiği gibi,
maddenin ikinci fıkrası ile paydaşlar arasında, paylı malı
kullanma ve bu maldan yararlanma şekliyle ilgili olarak ortaya
çıkacak uyuşmazlıkların çözümünde hakimin yetkili olduğu; bu
bölünmenin paylı malın kullanılmasının zaman veya yer itibariyle
bölünme biçiminde mümkün olacağı dile getirilmiştir.
Maddede hakime tanınan yetki, paylı malın yer itibariyle
olduğu kadar, zaman bakımından da bölünebileceği esasına
dayandırılmıştır.
Yasanın paylı mülkiyete ilişkin hükümleri bütün olarak
incelendiğinde, 688. maddeden, 695. maddeye kadar, paylı
taşınmazda yönetim, tasarruf, yararlanma, koruma, giderlere
katılma ve bu konularda paydaşlarca verilen kararların etkisi
düzenlenmiş, bu suretle paydaşların mülkiyet haklarını bir
çekişmeye meydan vermeden, uyum ve düzen içerisinde
kullanmaları amaçlanmıştır. Böyle bir amacın gerçekleşme
olasılığı bulunmayan hallerde, sorunlu paydaş yönünden
paydaşlıktan çıkarma (Md. 696, 697), nihayet paylı mülkiyetin
sona ermesi (Md. 698-699) düşünülmüştür. Görüldüğü üzere yasa
koyucu, öncelikle, kimi halde devamı zorunlu paylı mülkiyet
ilişkisinin ayakta tutulmasına özen göstermiş, paydaşlık ilişkisinin
ve paydaşlığın sona erdirilmesini son çare olarak amaçlamıştır.
Yasanın bu amacı 693/2. maddesi ile birlikte
değerlendirildiğinde, mülkiyet çekişmesi ve sorunu olmayan paylı
taşınmazlarda, kullanma ve yararlanma biçimi yönünden hakimin
müdahale zorunluluğu bulunduğu tartışmasızdır.
O halde hakim, paydaşlık ilişkisinin devamında fayda ve
zorunluluk olan hallerde, paydaşların sicilden kaynaklanan
haklarını ihlal etmeksizin, diğer paydaşların hakları ile bağdaştığı
ölçüde, somut olayın özelliğini, taşınmazın konumunu, kullanma
amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetlerini, tarafların ihtiyaç
ve gereklerini gözetmek suretiyle paylı malın kullanılmasının
zaman veya yer itibariyle paydaşlar arasında ne şekilde
bölünebileceğini saptayıp buna göre karar vermek durumundadır.
Bunun için de, taşınmaz başında keşif yapılarak, uzman
bilirkişilerden açıklanan ölçütleri yansıtan, paylı taşınmazın
zaman ve yer olarak bölünme biçimini belirleyen, çeşitli
seçenekleri içeren rapor alınmasını, bunlardan en uygun olanına
hükmedilmesi gereklidir.
Somut olaya gelince, çekişmeli bağımsız bölüm, taraflar
arasında paylı mülkiyet üzere olup, aralarında mülkiyet çekişmesi
yoktur. Bunun yanında taşınmaz, tarafların kızlarının ihtiyacı
nedeniyle hükmen tahliye edilmiştir. Davacının davadaki isteği
de, taşınmazın kullanma ve yararlanma biçiminin hakim
tarafından belirlenmesine dairdir.
Hal böyle olunca, mahkemece yukarda belirtilen şekilde
inceleme ve araştırma yapılıp, soruşturmanın tamamlanması
ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere
hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları
yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilen nedenlerden ötürü
HUMK.nun 428. maddesi gereğince
(BOZULMASINA),
4.12.2002 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14.
maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 275.000.000 lira
duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, peşin
alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.10.2003 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini