 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 2003/663
K: 2003/2653
T: 11.3.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- MÜDAHALENIN MEN'İ
- KİRA SÖZLEŞMESİ
İçtihat Özeti: Fuzuli işgal nedeniyleaçılan müdahalenin önlenmesi davasında, kira sözleşmesinin varlığı konusunda ilkeleri doğrultusunda hiçbir araştırma yapılmaksızın, savunmaya değer verilmek suretiyle kira ilişkisinin varlığından sözedilerek görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir.
(YİBK., 18.3.1942 tarih ve 37/6 s.)
(1086 s. HUMK. m. 288, 292, 293)
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, dava konusu meskenin maliki olduğunu, davalının haksız yere
taşınmazı işgal ettiğini ileri sürerek elatmasının önlenmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazı davacıdan önceki malikle yaptığı anlaşma gereği kulIandığını, bu anlaşmanın davacıyı dabağlayacağını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalınınönceki malikin kiracısı olaraK!taşınmazda bulunduğu, bu durumda tahliye davasının Sulh Hukuk Mahkemesinde açılabiieceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Karar, taraflarca süresinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü:
Dava, çaplı taşınmazdaki bağımsız bölüme haksız işgal nedeniyle elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Davalı, çekişmeli bölümün kendisine ait iken davacının bayiine sattığını, taşınmazdaki sattığı kişiye ait ipotek borcunu ödemesi karşılığında bu yeri kullandığını savunmuş, mahkemece davalının kiracı olduğu, bu durumda Sulh Hukuk Mahkemesinde tahliye davası açılabileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Bilindiği üzere; özel yasa hükümleri saklı kalmak koşuluyla, gerek taşınır gerekse taşınmaz mallara ilişkin kira sözleşmelerinin geçerli olması hiçbir biçim koşuluna bağlı değildir. Kira sözleşmeleri yazılı veya sözlü yapılabileceği gibi zımni (üstü kapalı) olarakta vucuda getirilebilir. Yeterki taraflar kira sözleşmesinin esaslı unsurlarındaanlaşmış olsunlar. Nitekim bu kural 18.3.1942 tarih, 37/6 sayılı Inançları Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır.
Nevarki kira ilişkisi bir hukuki fiil (vakıa) değil, bir hakkın doğumuna, değiştirilmesine veya ortadan kaldırılmasına neden olma niteliği itibariyle bir hukuki işlem (muamele)dir..
Bu nedenle, HUMKnun 288. maddesi uyarınca 1.1.1998 tarihinden. itibaren 20.000.000 lirayı aşan (23.6.1996 gün ve 4146 sayılı Yasaya göre) sözleşmeler hakkında tanık dinlenilebilmesine olanak yoktur; kira sözleşmesinin varlığı, ancak yazılı delille ispat edilebilir. Hemen belirtilmelidir ki, sözüedilen miktar, yıllık kira tutarına bakılarak belli edilir. Sözlü kira sözleşmesi kurulduğu yolundaki savunmanın, ilgilisine (davalıya yada davalılara) yemin teklif etme hakkı verebileceği; ayrıca HUMKnun 292 ve 293. maddelerinde değinilen ayrıcalıklarında gözetilmesinin gerekeceği kuşkusuzdur.
Mahkemece, yukarıda değinildiği anlamda bir araştırma yapılmaksızın kira ilişkisinin varlığından söz edilerek görevsizlik kararı verilmesi ve eksik soruşturma ile hüküm kurulması isabetsizdir. Tarafların temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMKnun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.3.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.