 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 2003/5898
K: 2003/6748
T: 4.6.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
4721/m.706
818/m.213
2644/m.26
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, davaya konu 11 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğunu payı üzerine dört katlı bina inşa ettiğini ve yakını bulunan davalılara 2. ve 3. katta oturmaları için izin verdiğini, ne var ki, artık binadan çıkmalarını bildirdiği halde binayı boşaltmadıklarını ileri sürerek elatmalarının önlenmesini ve ecrimisil istemiştir.
Davalılar, birleştirilen 2000/1029 esas sayılı davada, oturdukları daireleri davacıdan harici satış sözleşmesi ile kaba inşaat halindeyken satın aldıklarını, oturulacak duruma getirdiklerini ancak davacının tapuda devretmeye yanaşmadığını belirterek dairelere karşılık gelen arsa paylarının iptali ile adlarına tescilini, olmadığı takdirde bedellerinin tazminini talep etmişlerdir.
Mahkemece, davanın sabit olmadığından reddine, birleşen davanın davacıların daireleri bedellerini ödeyerek satın aldıklarının anlaşıldığı gerekçesiyle isabet eden arsa paylarının iptali ile adlarına tesciline karar verilmiştir.
Karar, davacı ( Karşı davalı ) tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, çaplı taşınmazdaki bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, karşı dava ise harici satın almaya dayalı iptal-tescil olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkemece, karşı davanın kabulü ile çekişmeli bağımsız bölümlerin karşı davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, özellikle davalı ( Karşı davacı ) ların söz konusu bağımsız bölümlerde davacının muvafakati ile oturdukları ve dava açılmakla muvafakatın sona erdiği anlaşıldığına göre ecrimisil isteğinin reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki, Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddeleri uyarınca tapulu taşınmazların haricen satışı geçersizdir. Böyle bir satıma değer verilmesi ve harici sözleşmenin mülkiyetin nakli bakımından hukuki sonuç doğurması mümkün değildir. Ancak, davalıların gerek davacının muvafakati, gerekse aralarındaki harici satış sözleşmesi nedeniyle taşınmazda iyiniyetli zilyet konumunda bulunduklarının kabulü de zorunludur.
Hal böyle olunca, harici satış tarihindeki satış bedeli ile tesbit edilecek zorunlu ve faydalı masraflar yönünden davalılara hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 4.6.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.