|
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 2003/4324
K: 2003/5861
T: 14.5.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- YABANCI ÜLKEDE DÜZENLENEN SENET
- YABANCI MAHKEME İLAMI
- TANIMA VE TENFİZ
İçtihat Özeti: 1- Arnavutluk'ta Tiran Noterliğince düzenlenip, Tiran Halk Mahkemesi ve Türk Konsolosluğunca onaylandığı anlaşılan bağış senedinin HUMK.nun öngördüğü resmi senet hüküm ve kuvvetinde olduğu kuşkusuzdur.
2- İlam niteliği taşımayan resmi senet hakkında tanıma ve tenfiz kararı verilmesine olanak yoktur.
(1086 s. HUMK. m. 296)
(2675 s. MÖUHK. m. 34 vd.)
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, miras bırakanı Oranya'ya Arnavut tebaalı Persafani lamani tarafından 11.7.1974 tarih Rep. No 514, Kal. No 309 sayılı Arnavutluk Tiran Noterliğince tanzim ve tasdik ediren hibe senedi ile 2 parsel sayılı taşınmazdaki payının hibe edildiğini ileri sürerek, hibe senedinin tanınması ve tenfizi isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile Arnavutluk Tiran Noterliğince tanzim edilen hibe senedinin tanınması ve tenfizine karar verilmiştir.
Karar, Kayyım İstanbul Defterdarlığı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, yabancı ülkede düzenlenen bağış senedinin tanıma ve tenfiz istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden davaya konu edilen bağış senedinin Arnavutluk'ta Tiran Noterliğince düzenlendiği, Tiran Halk Mahkemesi'nce ve Türk Konsolosluğu'nca onaylandığı anlaşılmaktadır. Senedin bu şekli ile HUMKnun 296. maddesinde değinilen resmi senet hüküm ve ku vvetinde addolunacağı tartışmasızdır.
Ancak, 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul hukuku. Kanunu 'nun 34 ve devamı maddeleri ile yabancı memleketler mahkemelerinden o devlet kanunlarına göre verilip kesinleşmiş ilamların Türkiye'de icra olunabiImesi için, tanıma ve tenfiz kararı verileceği hüküm altına alınmıştır.
Oysa, tanıma ve tenfizi istenilen belgenin resmi senet niteliğinde olduğu, yasanın öngördüğü anlamda ilam niteliği taşımadığı açıktır.
Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Hukuki yararı bulunan mümeyyizin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMKnun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 14.5.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.