 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 2002/1764
K: 2002/2408
T: 27.2.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TAPULU TAŞINMAZA VAKİ ELATMANIN ÖNLENMESİ
ÖZET: Bir tapulu taşınmaza vaki elatmamn önlenmesi davasının çözümünde;
1- Harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarının kapsamı MK'nun 719 ve 3402 sayılı Kanunun 20. maddesi uyarınca belirlenir.
2- Böyle bir harita veya kroki yoksa veya uygulanabilir nitelikte değilse, öncelikle tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının ilk tesislerinden itibaren celbedilmesi, bilahare mahallinde keşif yapılarak usulüne uygun biçimde zemine uygulanmak suretiyle nizalı yerin hangi tapu kapsamında kaldığı hususunun duraksamaya yer bırakmayacak biçimde saptanması ve ondan sonra bir hüküm kurulması gerekir.
(4721 s. MK. m. 719)
(3402 s. Kadastro K. m. 20)
(1086 s. HUMK. m. 275)
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada, Mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı, Ekim 1962 tarih 29 sıra no ile tapuda kayıtlı taşınmazın doğu sınırına fındık fidanları dikmek suretiyle tecavüz ettiğinden bahisle, davalının elatmasınm önlenmesini istemiştir.
Davalı, 4.4.1974 tarih 18 sıra no ile tapuda kayıtlı taşınmazını kullandığını, davacının taşınmazına müdahalesinin olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacı tapusu içinde kaldığı ve davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, yapılan soruşturma hükme yeterli değildir. Özellikle, tapuların uygulanmasından sağlıklı bir sonuca varmak olanağı yoktur.
Bilindiği üzere Harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Medeni Kanunun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur. Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittiler! ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi, gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip, doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması, doğru esasa dayanmıyorsa, ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi, ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi, böylece yanların dayandığı, usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan, dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi, gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması, komşu taşınmaz kayıtlarınında aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir. Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur.
Hal böyle olunca, öncelikle tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının ilk tesislerinin ilgili Tapu Sicil Müdürlüklerinden getirtilmesi, ondan sonra yerinde yeniden keşif yapılması, tapu kayıtlarının yukarıda değinilen ilkeleri karşılayan kapsamda çekişmeli taşınmaza uygulanması ve böylece nizalı taşınmazın hangi tapunun kapsamında kaldığının duraksamaya yer bırakmıyacak biçimde ortaya çıkarılması ondan sonra bir hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.2.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.