 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 2002/1717
K: 2002/3002
T: 7.3.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET: Dava tarihinden önce öldüğü anlaşılan davalı hakkında açılan davanın reddi gerekir.
(YİBK., 4.5.1978 tarih ve 1978/4-5 s.)
(4721 s. MK.m. 8, 28, 47, 48)
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada, mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava ehliyeti davada taraf olma yeteneğidir. HUMK. taraf Ehliyetini tanımlamamış38. maddesiyle Medeni Kanuna yollamada bulunmakla yetinmiştir. Medeni Kanunumuz ise, davada taraf olma ehliyetini, medeni haklardan yararlanma ehliyetinin bir parçası saymış, 8, 28, 47 ve 48. maddeleriyle bu yönde hükümler getirerek medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişinin davada taraf olma yeteneğini taşıdığını, her gerçek kişinin sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düşüğü andan itibaren taraf ehliyetini kazanacağını ve yaşadığı sÜrece taraf ehliyetinin devam edeceğini belirtmiştir. Öte yandan gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarakta taraf ehliyetininsona ereceği Medeni Kanunun 28. maddesinin buy.urucu nitelikteki hükmüyle açıklanmıştır. Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişinin taraf ehliyetini yitireceği kuşkusuzdur. Bu itibarla, gerek Medeni Kanun gerekse HUMK.nun dava açıldığı zaman hayatta Bulunan kişiler yönünden düzenleyici hükümler koymuş; ölen veya mevhum kişiler hakkında açılacak davalar yasalarımızda yer almamıştır. Nitekim 4.5.1978 tarih 1978/4-5 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında da dava tarihinden önce ölen kişirıin taraf ehliyetini yitireceği, aleyhine dava açılamıyacağı, dava tarihinde şahsiyeti sona ermiş olan kimsenin mirasçılarına ardıllık (halefiyet) kuralı uygulanamıyacağından tebligat yapılmak veya dava ıslah edilmek suretiyle davaya devam edilemiyeceği vurgulanmış içtihatlar bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.
Mahkemece, kendiliğinden (resen) gözönünde bulundurulması gereken bu usul kuralı gözardı edilerek hüküm kurulması doğru değildir.
Hal böyle olunca dava tarihinden önce öldüğü anlaşılan davalı Şakir hakkında açılan davanın reddi gerekirken, işin esasına girilip kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 7.3.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.