 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E : 2002/14559
K : 2003/141
T : 13.01.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİNDE DAVA AÇMA HAKKI
- İŞTİRAK HALİNDE MÜLKİYET
- ZORUNLU DAVA ARKADAŞLIĞI
- MİRAS ORTAKLIĞI
4721 s. TMK/640,701-703
Taraflar arasında görülen davada: Davacılar çekişmeli 8 parsel sayılı taşınmazın miras bırakanları adına kayıtlı iken, mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla davalıya temlik edildiğini, iptal-tescil olmazsa tenkis istemişlerdir,
Davalı, taşınmazın 1978 yılında kendisine satış yoluyla temlik edildiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı L. tarafından açılan davanın takip edilmediği ivin açılmamış sayılmasına, çekişme konusu taşınmazın muvazaalı olarak temlik edildiği gerekçesi ile iptali ile diğer davacılar adına, veraset ilamındaki paylını oranında tesciline karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi H.G. tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olup, dava konusu taşınmazın terekeye döndürülmesi istenilmiştir.
Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözlcs meler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
M.K.nun 701-703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklı-ğın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan herbirinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, M.K.nun 701 maddesinde (... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
M.K.nun 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, nevarki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (11.10.1982 tarih 1982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir. Medeni Kanunun 702/4 maddesinde de ".... ortaklardan herbiri, topluluğa giren hakların korunmasına sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır." hükmü öngörülmüştür.
Somut olayda, elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine M.K.nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir. Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına 13.1.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.