 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E : 2001/8871
K: 2001/9371
T : 19.9.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* ÇAPLI YERE ELATMANIN ÖNLENMESİ
ÖZET: Çaplı yere elatmanın önlenmesi.davasının çözümü için, öncelikle çap kayıtları getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanmalı, ardından mahallinde yapılacak keşifte; nizalı yer ile tarafların ellerinde bulunan kısımların sınırlan, tarafların ortak beyanı ve gerekirse mahalli bilirkişi ve tanık anlatımları ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalı, kadastro fen memuru veya mühendisi niteliğini taşıyan teknik bilirkişiye usulüne uygun çap uygulaması yaptırılarak; davacının taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını, yarsa miktarını açıkça gösteren kroki ve rapor düzenlettirilmelidir. (743 s. MK. m. 645)
(3402 s. Kadastro K. m. 20)
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada, Mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı, maliki olduğu 75 parsel nolu taşınmaza komşu parsel maliki davalının sera yaparak 308.59 m2 elattığını belirtip, önlenmesini ve seranın yıkımını istemiştir.
Mahkemece, dava öncesi yapılan tesbit raporuna değer verilerek elatmanın önlenmesine karar verilmiştir.
Ne var ki, tesbit raporu davalıya tebliğ edilmediği gibi; eldeki davada da yeni bir ölçüm yapılmamış ve tecavüzlü durumun davalı tarafından ortaya çıkarıldığı da kesin biçimde saptanmamıştır.
Bilindiği üzere; çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının yada kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya kesife hazır hale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra belirlenen bu durum gözönünde tutularak hazır bulundurulan kadastro fen memuru ve mühendisi sıfat ve yeteneği taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı; bilirkişilerden uygulamayı yansıtan infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkça gösteren kroki ve rapor alınmalıdır.
Hal böyle olunca, konunun uzmanı olan bilirkişi aracılığıyla yerinde yeniden keşif yapılması; bilirkişiden yukarıdaki ilkeleri karşılar kapsamda ayrıntılı rapor alınması; ayrıca tecavüzün varlığının anlaşılması durumunda bu durumun kim ve kimler tarafından yapıldığının ortaya çıkarılması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.
Davanın temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), alınan peşin temyiz harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.9.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.