 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 2001/5658
K: 2001/7718
T: 26.6.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* KOMŞULUK HUKUKU
ÖZET: Komşuluk hukukundan kaynaklanan ve zararın giderilmesi için açılan bir davada, toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanım amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır.
(743 s. MK. m. 618,661)
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan meni müdahale, kal davasının yapılan yargılamasında, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacılar vekili tarafından, duruşma istemli temyiz edilmekle süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre, davacıların öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Nevarki davalıların binasının dışında bulunan yük taşıma asansörü ve bundan doğan komşuluk hukukuna aykırı davranış yönünden yapılan soruşturmanın ve varılan sonucun doğru ve yasal olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Bilindiği üzere; çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet; geniş haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevlerde yükleyen bir ayni haktır. Medeni Kanunun 618. maddesinde "bir şeye malik olan kimse o şeyden kanun dairesinde dilediği gibi tasarruf edebilir" hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı Kanunun 661. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir.
O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır.
Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne surette giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur.
Hal böyle olunca, konunun uzmanlarından oluşacak bilirkişi kurulu aracılığı ile yeniden keşif yapılması, zararın ulaştığı boyutun yukarıdaki ilkeler çerçevesinde saptanması, ondan sonra diğer raporlardaki çelişkiyi giderecek ve onları telif edecek biçimde bilirkişilerden ayrıntılı rapor alınması, bunun yanısıra zararı giderecek önlem yada önlemlerin raporda ayrı ayrı açıklattırılması, tarafların hak ve yarar dengeleri gözetilip önerilen önlemlerden en uygun ve adil olanına yada olanlarına hükmedilmesi ve böylece uyuşmazlığa sağlıklı bir çözüm getirilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Davacılar vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine ve 16.5.1999 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 65.000.000 TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 26.6.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.