 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E : 2001/5097
K : 2001/5782
T : 09.05.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA AHDİ
- TAPU İPTALİ VE TESCİL
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan iptal, tescil davasının yapılan yargılamasında, Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyizi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Davacı, bakım borçlusu Fatma B...'a 5.3.1981 ve 9.4.1981 tarihlerde yaptıkları ölünceye kadar bakma sözleşmeleri ile 18 parseldeki payını devrettiğini, ancak adı geçen kişinin 15.2.2000 tarihinde vefat ettiğini, mirasçılar olan davalıların kendisine bakmadıklarını, esasen bu kişilerle ölünceye kadar bakma sözleşmesini devam ettirmek istemediğini ileri sürüp sözleşmesinin feshi ile tapu kaydının iptal ve adına tescilini istemiştir. Dava dilekçesinin içeriğinden ve iddianın ileri sürülüş biçiminden davacının B.K.nun 517. ve 518. maddelerine dayandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda öncelikle B.K.nun 518. maddesinde öngörülen koşulların oluşup .oluşmadığının araştırılması, 518. maddedeki koşulların bulunmaması halinde, 517. maddedeki öngörülen aktin feshini gerektirecek sebeplerin üzerinde durulması gerekmektedir. Oysa, mahkemece sadece M.K.nun 517. maddesi yönünden araştırma yapılmış, 518. maddesine yönelik bir araştırma yapılmadığı gibi bu hususta olumlu ve olumsuz bir hüküm kurulmamıştır.
Bilindiği üzere;Ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmelerinde bakım alacaklısının ölümü sözleşmenin sona ermesini gerektirdiği halde bakım borçlusunun ölümü ile sözleşme son bulmaz, bakma ve görüp gözetme borcu bakım borçlusunun mirasçılarına intikal eder. Ancak yasa koyucu bakım alacaklısına, isteği dışında, bakım borçlusunun mirasçıları ile birlikte yaşamaya zorlamamak için ölüm tarihinden itibaren bir yıllık hakdüşürücü süre içerisinde sözleşmeyi bozma (fesh etme) hakkı tanımıştır.(B.K.mm 518.) Nevarki, bakım alacaklısının ölüm nedeniyle sözleşmeyi bozması (fesh etmesi) halinde bakım borçlusuna verdiği malı aynen mirasçılarından geri istemesine yasal olanak yoktur. Bu durumda Borçlar Kanunun 518.maddesinde açıkça belirtildiği üzere sadece borçlunun iflası halinde,İflas masasından isteyebileceği miktara eşit bir para talep edebilir. Nitekim bu ilke '5.6.1957 tarih 25/22 sayılı inançları birleştirme kararında da açıkça vurgulanmış, uygulama bu yönde kararlılık kazanmıştır.
Öte yandan, Borçlar Kanununun 518.maddesinde öngörülen fesih beyanının kullanılması ile sözleşmenin ortadan kalkacağı,' feshin hükümlerinin önceye etkili olamıyacağı bu nedenle ölünceye kadar bakma sözleşmesinin o zamana kadar meydana getirdiği hükümleri muhafaza edeceği kuralıda yerleşmiş Yargıtay İçtihatları ve Bilimsel görüşlerde ortaklaşa kabul edilmiştir.
Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde araştırma yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 09.05.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.