 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 2001/14443
K: 2002/1362
T: 5.2.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
6570/m.Geç.6
2709/m.153
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan elatmanın önlenmesi, ecrimisil davasının yapılan yargılamasında, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar taraflarca temyiz edilmiş, davalı tarafından duruşmalı istenilmekle duruşma günü olarak saptanan 5.2.2002 Salı günü için yapılan tebligat üzzerine temyiz eden Güzide Ö. vekili Avukat Sezai Arıtürk ile yine temyiz eden Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili Avukat Muhittin Ölçenoğlu geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı bilahare dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR :
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre davacı Vakıflar idaresinin temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Davalının temyizine gelince;
Vakıf taşınmazlara ilişkin kira sözleşmelerine son vermek amacıyla Tabii Afetlerden Zarar Gören Taşınmazların Afet Öncesi Kiracılarına Kiracılık Hakkı Tanınması ve Devam etmekte Olan Kira Sözleşmelerinin Sona Erdirilmesi ile ilgili olarak 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanuna Ek Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair 433l sayılı Kanun 23.l.l998 tarihinde kabul edilip 27.1.l998 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe konulmuştur.
Söz konusu kanunun 2.maddesiyle 6570 sayılı gayrimenkul kiraları hakkındaki kanuna eklenen geçici 6.maddenin birinci fıkrasında "Vakıflar Genel Müdürlüğünün mazbut ve mülhak vakıflara ait gayrimenkullere ilişkin kira sözleşmeleri bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren üç ay sonra sona erer"hükmü getirilmek suretiyle mevcut kira sözleşmelerine son verilmiştir.Bu açık hükümden anlaşılacağı üzere kira sözleşmelerinin belirtilen tarihte sona ermesi hiç bir taraf işlemine veya her hangi bir koşula bağlı tutulmamıştır.Esasen kanun koyucunun amacı devam eden kira sözleşmelerini ortadan kaldırmak,tarafların anlaşmaları halinde yeni kira sözleşmelerinin yapılmasını sağlamaktan ibarettir.
Maddenin daha sonraki fıkralarında ise yeniden yapılacak kira sözleşmelerinin nasıl yapılması gerektiği ve yapılma süreleri açıklanmış ayrıca kanun gereği kira sözleşmeleri son bulan kiracılara idarece önerilen koşulları ve kira bedelini kabul ettikleri takdirde yeni kira sözleşmeleri yapmaları için öncelik hakkı tanınmış,öngörülen koşularda ve sürede yeni kira sözleşmesi yapmayan kiracıların da ne şekilde tahliye edilecekleri hükme bağlanmıştır.
O halde,geçici 6.maddenin birinci fıkrası hükmüyle kira sözleşmeleri son bulan kiracıların,sonra gelen fıkralarda belirtilen sürede ve koşullarda yeni kira sözleşmeleri yapmamaları halinde haksız elatan ( Fuzuli şagil ) durumuna düşeceklerinde kuşku yoktur.Daha açık bir anlatımla 433l sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 27.l.l998 tarihinden itibaren üç ay içerisinde Vakıflar Genel Müdürlüğü veya mütevellilerince rayiç yada emsal bedellere uygun olarak yeni kira bedeli ve koşulları tesbit edilip kendilerine tebliğ edilmesine karşın üç ayı takip eden otuz gün içerisinde kira sözleşmesi yapmayan eski kiracıların önceki kira sözleşmelerine dayanarak hak iddia edemiyecekleri açıktır.
Ne varki,433l sayılı kanun Anayasa Mahkemesinin 20.5.l998 tarih l998/l0 esas l998/l8 karar sayılı ilamı ile iptal edilmiş; aynı zamanda iptal kararının resmi gazetede yayınlanacağı güne kadar ( l998/3-2 karar sayısı ile ) yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmiş; bu karar 20.5.l998 iptal kararı ise l2.l2.l998 tarihli resmi gazetede yayımlanarak infaz edilebilir hale gelmiştir.
Hemen belirtmek gerekirki,iptal edilen kanuna göre oluşan kazanılmış hakların korunması; buna bağlı olarak hukuka ve devlete güvenin sağlanması,hukuk devletinin en önemli amaçlarından olan huzurlu ve istikrarlı bir ortamın yaratılması için Anayasanın l53/5.maddesi ile iptal kararlarının geriye yürüyemiyeceği kuralı kabul edilmiştir.Nitekim, değinilen bu kural ( keyfi tasarrufları ve haksız kazançları önlemek; adalet ilkesini gerçekleştirmek gibi bazı istisnalar dışında ) tüm Yüksek Mahkemelerce aynen kabul edilerek uygulana gelmektedir.
Yine uygulamada ve doktrinde;devam eden uyuşmazlıklar ve tamamlanmamış hukuki durumlara yeni yasa veya düzenleyici kuralın derhal yürürlüğe girme ( L.effet immediat dela loi novelle ) niteliği nedeniyle uygulanacağı görüşü benimsenmiş olmakla yukarıda değinilen 6.maddenin birinci fıkrası hükmü vakıf taşınmazlara ait kira sözleşmelerini 27.4.l998 tarihinde sona erdirip işlevini tamamlamış ve hukuki sonucunu doğurmuştur.Bu itibarla belirtilen tarihden sonra devam eden bir hukuki münasebetin ( kira ilişkisinin ) veya taraflar arasındaki çekişmenin varlığı kabul edilemez.Bunun yanında kira sözleşmeleri, bir taraf işlemini veya koşulu gerektirmeksizin kanun gereği sona erdiklerinden önceki sözleşmeler hakkında mahkemelere başvurma olanağı da bulunmamaktadır.433l sayılı kanunun 6.maddesinin 2 ve 3 fıkralarında öngörülen süreler ve açılacak davalar ise tamamen yeni yapılacak kira sözleşmelerine ilişkin olduğundan son bulan kira sözleşmelerine ait bir uyuşmazlık olarak değerlendirilemez.
Açıklanan ilkeler gözetildiğinde iptal kararının geriye yürümesini zorunlu kılan bir nedenden söz etme olanağı yoktur.Aksinin kabulü Anayasanın l53/5.maddesine ve kazanılmış hak kuralına ters düşen bir sonuç ortaya çıkarır.
Somut olayda davalının 18.5.1998 tarihinde kira ilişkisini devam ettirmek iradesini bildirerek kira bedeli olarak bir miktar parayı tayin edilen tevdii mahalline yatırdığı daha sonrada kira bedelinin belirlenmesi amacıyla kira tespit davası açtığı anlaşılmaktadır.
Emsal dosyalardan Vakıflar idaresinin çekişme konusu Mısır Çarşısında onarım yapacağından bahisle yeni bir kira ilişkisine yanaşmadığı da bilinmektedir.Hal böyle olunca, davalının çekişmeli taşınmazda fuzuli şagil olduğunu, haklı bir sebebe dayalı olmaksızın oturduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Belirtilen nedenlerle davanın reddi gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Davalının temyiz itirazları yerindedir.
SONUÇ : Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 4.12.2001 tarihinde yürürlüğe giren Av.ücret tarifesinin 14.maddesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 250.000.000 Tl. duruşma Av.parasının diğer temyiz edenden alınmasına 5.2.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.