 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E : 2001/10446
K : 2001/10974
T : 22.10.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA AKDİ
- BAKIM BORÇLUSUNUN EDİMİNİ YERİNE GETİRMEMESİ
- SÖZLEŞMENİN FESHİ
ÖZET : Bakım alacaklısı, yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı her zaman fesih hakkını kullanabilir ve fesih, sözleşmeyi makable şamil olmak üzere sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilir.
(818 s. BK. m. 511,517)
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada, mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı, davaya konu taşınmazını ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğluna verdiğini, davalının edimini yerine getirmediğini ileri sürüp iptal, tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, "bu tür davalarda ispat külfetinin davalıya düşeceği; davalının davacıya baktığını kanıtlayamadığı; duruşma sırasında saygı unsurunun zedelendiğinin gözlemlendiği; davalının tutum ve davranışlarının iyi olmadığı" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Nevarki kabul gerekçesinin hükme yeterli bir soruşturmaya dayalı ve hukuki olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Ölünceye kadar bakıp gözetmek sözleşmesi basitçe taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme B.K.'nün 511 maddesinde "kaydı hayat ile bakma mukavelesi, akitlerden birinin diğerine ölünceye kadar bakmak ve onu görüp gözetmek şartıyla bir mamelek yahut bazı malların temlikini iltizam etmesinden ibaret olan bir akit" olarak tarif edilmiştir.
Anılan yasanın bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerinde belirtildiği gibi ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile, bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp, ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer. Hemen belirtmek gerekir ki, bakım borçlusunun bakıp gözetmek yükümlülüğü, aksi kararlaştırılmadığı sürece bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp, ikametini temin etme yanında, besleme giydirme hastalığında hekime götürüp, gerekli ihtimamı gösterme, manevi yönden her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri de içerisine alır. Kuşkusuz bakım borçlusu yükümlülüklerini yerine getirirken, aldığı malların kıymetine, bakım alacaklısının önceden sahip olduğu içtimai mevkiine ve hakkaniyet kurallarına göre hareket etmek zorundadır. Öte yandan, yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sonuçlan B.K.'nün 517. maddesinde açıklanmış sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez olmuşsa, yada başka bir önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan her birinin tek yanlı olarak sözleşmeyi fesh etme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme hakkı tanınmıştır. O halde yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişse etkili (makable şamil) olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği seyide geri isteyebilmektedir.
Hal böyle olunca, taraflardan delillerinin sorulması yukarıdaki ilkeler gözetilerek soruşturmanın tamamlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428.maddesi uyarınca (BOZULMASINA), peşin alman harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.10.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi.