|
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 2000/4572
K: 2000/4946
T: 26.4.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ÇAPLI YER
- ELATMANIN ÖNLENMESİ
- BİLİRKİŞİ RAPORU
ÖZET : Bir çaplı yere elatmanın önlenmesi ve kal davasında kadastro fen memuru veya mühendisi sıfatını taşıyan üç uzman bilirkişi marifetiyle mahallinde yeniden ve usulüne uygun keşif yapılarak önceki bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden, davacı taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını ve varsa miktarını açıkca gösteren yeterli kroki ve rapor alınmadan, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru değildir.
(743 s. MK. m.645)
(1086 s. HUMK. m. 275, 283, 284)
Davacı tarafından, dayalı aleyhine açılan elatmanın önlenmesi, yıkım davasının yapılan yargılamasında, Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, çaplı yere elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir. Bilindiği gibi, çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının ya da kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşife hazır hale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra belirlenen bu durum gözönünde tutularak hazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı; bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkca gösteren kroki ve rapor alınmalıdır.
Somut olaya gelince; yapılan keşif sonucu ibraz edilen fen bilirkişisi ve mimar bilirkişi raporları çelişkili olduğu gibi, fen bilirkişisi raporundan ölçümün ne suretle yapıldığı da anlaşılamamaktadır.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeleri kapsar şekilde kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan üç uzman bilirkişi aracılığı ile yeniden keşif yapılması, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkca gösteren kroki ve rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken çelişkili ve yetersiz bilirkişi raporları esas alınmak suretiyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.
Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüne ve hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.4.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.