 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 2000/2943
K: 2000/3011
T: 22.3.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU İPTALİ TESCİL
KESİNLEŞMİŞ KADASTRO MAHKEMESİ İLAMI
Karar Özeti: Tesbit öncesini kapsayan hakka dayanılarak verilip kesinleşen kadastro mahkemesi kararı, tesbit sonrasında ortaya çıkan bak durumuna dayalı olarak açılan eldeki davanın dinlenmesine engel teşkil etmez.
(3402 s. Kadastro K. m. 25)
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada, Mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği. görüşülüp düşünüldü:
Davacı, 1 parsel sayılı taşınmazın, kadastro mahkemesinin ilamına göre davalıların murisi adına tescil edildiğini, çekişmeli taşınmaza revizyon gören tapu kaydından, dava görülmekte iken pay satın aldığını, tesbit sonrası bir neden olduğu için hakkının kadastro mahkemesinde dikkate alınmadığını ileri sürerek payı oranında iptal ve tescil istemiştir.
Gerçekten, getirtilen kadastro mahkemesine ait itiraz dosyasındaki belge ve bilgilerden eldeki davada dayanılan pay devrinin 1985 yılında yapılmış olmasına karşın kadastro tesbitine itiraz davasının değinilen pay devir kaydına değil, zapta geçen ve imzayla doğrulanan 1983 tarihli anlaşma uyarınca sonuca bağlandığı ve hükmünde temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekirki, kadastro tesbiti; en yalın anlatımıyla taşınmaz yada taşınmazların tesbit günündeki geometrik ve hukuki durumlarının belli edilmesi şeklinde tanımlanır. Bu tanıma göre Kadastro Mahkemesinin 83 tarihli anlaşmada öngörülen ve tesbit öncesini kapsayan hakka göre sonuca gitmesi ve hüküm kurması doğrudur. Öte yandan tesbit sonrası ortaya çıkan hak durumlarının kadastroyu ve Kadastro Mahkemesini de ilgilendirmeyeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca 25.10.1996 tarih 69-110 sayılı Kadastro Mahkemesine ait kesinleşmiş kararın eldeki davada ileri sürülen iddianın dinlenilmesine engel teşkil edemeyeceğinin, gözetilerek işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
davacı vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428.maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.3.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.