 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 2000/14993
K: 2000/15178
T: 4.12.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* TAPU İPTALİ VE TESCİL
* KAMULAŞTIRMA
* HUSUMET
Karar Özeti: Nizalı yerin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu gerekçesiyle, Hazine tarafından gerçek kişi aleyhine açılan tapu iptali tescil davasında, her ne kadar taşınmazın DSİ tarafından kamulaştırıldığı ve bu işlemin kesinleştiği saptanmışça da; kamulaştırma öncesindeki gerçek malikin belirlenmesine ilişkin olarak, Hazinenin eldeki davayı açmakta hukuki yararı vardır.
(743 s. MK. m. 633)
(1086 s. HUMK. m. 73)
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada, mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı hazine, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki "dere yatağı" niteliğini taşıyan arazinin bir bölümünün kadastroca davalı adına tespit ve tapuya kaydedildiğini ileri sürmüş; iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, (... çekişmeli taşınmazın dava dışı DSİ. Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırıldığı...) gerekçesiyle davanın aktif dava ehliyeti yönünden reddine karar verilmiştir.
Gerçekten dosyaya ibraz edilen bilgi ve belgeler ile benzeri bir dava dosyasından dava dışı DSİ. Genel Müdürlüğünün kamulaştırma işlemi yaptığı ve bu işlemin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Esasen değinilen olgu yanlar arasında tartışmasızdır. Kuşkusuz kamulaştırma işleminin kesinleşmesi ile Medeni Kanunun 633. maddesi uyarınca mülkiyet tescilden önce dahi kamulaştıran idareye geçer. Nevarki, kamulaştırma öncesi gerçek hak sahibi yada sahiplerinin kim yada kimlerin olduğu diğer bir deyişle mülkiyetin gerçek sahibinin belirlenmesi hususunda davacı hazinenin eldeki davayı açma yönünden hukuki yararı vardır. Soruşturma sonucu çıkacak gerçek hak durumu; ödenen veya ödenmesi gerekecek olan kamulaştırma bedelini etkileyebilecektir.
Hal böyle olunca, tespit bölümü itibariyle işbu davanın açılmasında davacı hazinenin hukuki yararının bulunduğu, iptal ve tescil şeklinde ifade edilen isteğin kamulaştırma öncesi mülkiyetin gerçek sahibi yada sahiplerinin saptanması isteğini de içerdiği kabul edilmek suretiyle işin esasının incelenmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazları doğrudur. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 4.12.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.