Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E : 1999/9725
K : 1999/10244
T : 20.10.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
* ELATMANIN ÖNLENMESİ
* ECRİMİSİL
ÖZETİ : Vakıf taşınmazlara ilişkin kira sözleşmelerinin yapılan yasa değişikliği ile sona erdirilmesi 4331 S. Yana Anayasa mahkemesince iptal edilmiştir. Kazanılmış hakların korunması hukuka ve devlete güvenin sağlanması bakımın iptal kararları geriye yürümez. Ancak uygulamada ve doktrinde devam eden uyuşmazlıklar ve tamamlanmış hukuki durumlara yeni yasa veya düzenleyici kuralın derhal yürürlüğe girme niteliği nedeniyle uygulanacağı görüşü benimsenmiştir. Buna göre iptal edilen yasa derhal yürürlüğe girerek işlevini tamamlamış olduğun dava kiracı verilen süre içinde yeni kira sözleşmesi yapmadığı gibi tespit davasıda açmadığından haksız el atan (işgalci) durumuna düşmüştür.
 
Davacı tarafından,  davalı aleyhine açılan elatmanın önlenilmesi ecrimisil davasının yapılan yargılamasında, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın, davalı vekili tarafından temyizi üzerine dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR
Vakıf taşınmazlara ilişkin kira sözleşmelerine son vermek amacıyla Tabii Afetlerden Zarar Gören Taşınmazların Afet öncesi Kiracılarına Kiracılık Hakkı Tanınması  ve Devam etmekte Olan Kira Sözleşmelerinin Sona Erdirilmesi ile ilgili olarak 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanuna Ek Bir Geçici Madde "Eklenmesine Dair 4331 sayılı Kanun 23.1.1998 tarihinde kabul edilip 27.1.1998 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe konulmuştur.
Söz konusu kanunun 2.maddesiyle 6570 sayılı gayrimenkul kiraları hakkındaki kanuna eklenen geçici 6.maddenin birinci fıkrasında "Vakıflar Genel Müdürlüğünün mazbut ve mülhak vakıflara ait gayrimenkullere ilişkin kira sözleşmeleri bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren üç ay sonra sona erer"hükmü getirilmek suretiyle mevcut kira sözleşmelerine son verilmiştir. B u açık hükümden  anlaşılacağı üzere kira sözleşmelerinin belirtilen tarihte sona ermesi hiç bir taraf işlemine veya her hangi bir koşula bağlı tutulmamıştır. Esasen kanun koyucunun amacı devam eden kira sözleşmelerini ortadan kaldırmak,tarafların anlaşmaları halinde yeni kira sözleşmelerinin yapılmasını sağlamaktan ibarettir.
Maddenin daha sonraki fıkralarında ise yeniden yapılacak kira sözleşmelerinin nasıl yapılması gerektiği ve yapılması süreleri açıklanmış ayrıca kanun gereği kira sözleşmeleri son bulan kiracılara idarece önerilen koşulları ve kira bedelini kabul ettikleri takdirde yeni kira sözleşmeleri yapmaları için öncelik hakkı tanınmış, öngörülen  koşularda ve sürede yani kira sözleşmesi yapmayan kiracıların da ne şekilde tahliye edilecekleri hükme bağlanmıştır.
O halde, geçici 6.maddenin  birinci fıkrası hükmüyle kira sözleşmeleri son bulan kiracıların,sonra gelen fıkralarda belirtilen sürede ve koşullarda yeni kira sözleşmeleri yapmamaları halinde haksız elatan (Fuzuli şagil) durumuna düşeceklerinde kuşku yoktur. Daha açık bir anlatımla 4331 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 27.1.1998 tarihinden itibaren üç ay içerisinde Vakıflar Genel Müdürlüğü veya mütevellilerince raiç yada  emsal bedellere uygun olarak yeni kira bedeli ve koşulları tesbit edilip kendilerine tebliğ edilmesine karşın üç ayı takip eden otuz gün içerisinde  kira sözleşmesi yapmayan eski kiracıların önceki kira sözleşmelerine dayanarak hak iddia edemiyecekleri açıktır.
Ne varki,4331 sayılı kanun Anayasa Mahkemesinin 20.5.1998 tarih 1998/10 esas 1998/18 karar sayılı ilamı ile iptal edilmiş; aynı zamanda iptal kararının resmi gazetede yayınlanacağı güne kadar (1998/3-2 karar sayısı ile) yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmiş; bu karar 20.5.1998 iptal kararı ise 12.12.1998 tarihli resmi gazetede yayımlanarak infaz edilebilir hale gelmiştir.
Hemen belirtmek gerekirki,iptal edilen kanuna göre oluşan kazanılmış hakların korunması; buna bağlı olarak hukuka ve devlete  güvenin sağlanması,hukuk devletinin en önemli amaçlarından olan huzurlu ve istikrarlı bir ortamın yaratılması için Anayasanın 153/5.maddesi ile iptal kararlarının geriye yürüyemiyeceği kuralı kabul edilmiştir.Nitekim, değinilen bu kural (keyfi tasarrufları ve haksız kazançları önlemek; adalet ilkesini gerçekleştirmek  gibi bazı istisnalar dışında) tüm Yüksek Mahkemelerce aynen kabul edilerek uygulana gelmektedir.
Yine uygulamada ve doktrinde; devam eden uyuşmazlıklar ve tamamlanmamış hukuki durumlara yeni yasa veya düzenleyici, kuralın derhal  yürürlüğe girme (L.effet immediat dela loi novelle) niteliği nedeniyle uygulanacağı görüşü benimsenmiş olmakla yukarıda değinilen 6.maddenin birinci fıkrası hükmü vakıf taşınmazlara ait kira sözleşmelerini 27.4.1998 tarihinde sona erdirip işlevini tamamlamış ve hukuki sonucunu doğurmuştur. Bu itibarla belirtilen tarihiden sonra devam eden bir hukuki münasebetin (kira ilişkisinin) veya taraflar arasındaki çekişmenin varlığı kabul edilemez. Bunun yanında kira sözleşmeleri, bir taraf işlemini veya koşulu gerektirmeksizin kanun gereği  sona erdiklerinden önceki sözleşmeler hakkında mahkemelere başvurma  olanağı da bulunmamaktadır. 4331 Sayılı kanunun 6.maddesinin 2 ve 3 fıkralarında öngörülen sureler ve açılacak davalar ise tamamen yeni  yapılacak kira sözleşmelerine ilişkin olduğundan son bulan  kira sözleşmelerine ait bir uyuşmazlık olarak değerlendirilemez.
Açıklanan ilkeler gözetildiğinde iptal kararının geriye yürümesini zorunlu kılan bir nedenden söz etme olanağı yoktur. Aksinin kabulü Anayasanın 153/5. maddesine ve kazanılmış hak kuralına ters düşen bir sonuç ortaya çıkarır.
Somut: olayda davalıya yöntemine uygun biçimde  gerekli tebligat yapılmış davalı süresi içerisinde yeni bir kira sözleşmesi yapmadığı gibi; bir aylık süre de hükmen kira tesbiti yönünde dava açmışta değildir. Böylece taşınmazda haksız elatan (işgalci) durumuna düşmüştür.
Hal böyle olunca, yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddi ile yukarıda değinilen ilkelere uygun olarak verilen hükmün ONANMASINA, 20.10.l999 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
   KARŞI OY YAZISI
 
Davacı idarenin davadaki talebinin dayanağı. 4331 sayılı Tabi, Afetlerden Zarar Gören Vakıf Taşınmazların Afet Öncesi Kiracılarına Kiracılık Hakkı Tanı ti ması ve Devam Etmekte Olan Kira Sözleşmelerinin Sona Erdirilmesi ile İlgili Olarak 6570 Sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanuna Bir Ek ve Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanunun 2. maddesiyle 6570 sayılı Yasaya eklenen geçici 6.maddesidir.
Anılan yasa hükmü 27.1.1998 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiş ancak Anayasa Mahkemesinin 20.5.1998 gün ve 1998/10-18  sayılı kararı ile Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Mahkeme söz konusu kararıyla ayrıca; yasanın "uygulanmasından doğacak ve sonradan giderilmesi olanaksız durumların ve kararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması için" iptal kararının Resmi Gazete'de yayınlanacağı güne kadar maddenin yürürlüğünün durdurulmasına hükmetmiştir.
İptal edilen geçici 6.maddenin, birinci fıkrasında; davacı idarenin mazbut ve mülhak vakıflarına ait taşınmazlara ilişkin kira sözleşmelerinin, yasanın yürürlük tarihinden itibaren üç ay sonra sona ereceği belirtilmiş; ikinci fıkrasında da, bu süre içerisinde idare ve vakıf mütevellileri tarafından belirlenecek yeni kira bedeli ve şartlarının kiracıya tebliğ olunacağı hükmü getirilmiştir. Bu koşulları kabul eden kiracılarla (üç ayı takibeden otuz gün içinde) yeniden kira sözleşmesi kurulması imkanı da üçüncü fıkra ile sağlanmıştır.
İdare tarafından belirlenen kira bedeline karşı süresi içinde dava açılması halinde, verilen karar kesinleşinceye kadar idarece saptanan yeni kira bedeli üzerinden ödemeye devam olunacağı beşinci fıkra ile öngörülmüş; mahkeme kararının kesinleşmesinden başlayarak otuz gün içinde, mahkemece temhir, edilen kira bedeli üzerinden kiracının yeni kira sözleşmesi yapmaya hakkı bulunduğu da yedinci fıkrada düzenlenmiştir.
Bu düzenlemelere göre yasa ile öngörülen temel amacın, davacı idarenin, mazbut ve mülhak vakıflarına ait taşırı ut azlarına ilişkin kira sözleşmelerinin, yasada belirlenen koşullara göre, özellikle kira bedeli bakımından yenilenmesi olduğu kuşkusuzdur.
Geçici 6.madde bir bütün halinde incelendiğinde; bir yandan yasa ile tayin edilen üç aylık sürenin geçmesi halinde önceki kira sözleşmelerinin sona ereceği hükmüne yer verilmiş keti; diğer taraftan idarece bildirilen kira bedelinin kabulü halinde, yasada sözü edilen üç ayı takibeden otuz gün içinde yeni kira sözleşmesi yapılacağı; belirlenen kira bedeline karşı süresi içinde (bu sürenin ne olduğu açık olmamakla birlikte otuz günlük süre olduğu sonucuna varılmaktadır.) dava açılması halinde, mahkemece verilen kararın kesinleşmesine kadar idarece tesbit edilen kira bedelinin ödenmesine devam edileceği ve kesinleşmeden başlayarak otuz gün içindede mahkemece tesbit edilen kira bedeli üzerinden kiracının yeni sözleşme yapma hakkı bulunduğu ifade edilmektedir.
Şu hale göre, geçici 6. maddenin birinci fıkrasında kira sözleşmelerinin, yasanın yürürlük tarihi olan 27.1.1998 den üç ay sonra 27.4.1998 tarihinde sona ereceği belirtilmesine rağmen, diğer fıkralar hükümlerine göre kira ilişkisinin çekişmesiz hallerde 27.5.1998; çekişmeli durumlarda ise mahkemece verilecek kararın kesinleşmesinden itibaren 30 gün sonrasına kadar devam edeceği sonucuna varılmaktadır.
Durum bu iken, söz konusu yasa Anayasa Mahkemesince 20.5.1998 tarihinde Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş, aynı tarihide de yürürlüğün durdurulmasına karar verilmiştir. Yani kiralayan kiracı ilişkisinin devamına olanak tanınan 30 günlük sürenin dolma tarihi olan 27.5.1998 gününden önce yasa hükmünü yitirmiş, uygulanma olanağı ortadan kalkmıştır.
Anayasa Mahkemesinin iptal ve yürürlüğün durdurulması hükmüne kadarki süreç içerisinde, iptal edilmiş olsa dahi bu yasada öngörülen kurallar gereği oluşan yeni statülerin (yeni kira sözleşmesinin yapılması, kiralananın boşaltılması v.s. gibi) korunacağı muhakkaktır. Anayasanın 153. maddesinde yer alan "iptal kararlarının geriye yürümezliği" ilkesi ile? "kazanılmış hak" kuralı aksine düşünce tarzına engeldir.
Bir hukuk kuralının yürürlüğü sırasında, bu kurala uygun biçimde tüm sonuçları ile kesin olarak edinilmiş hakların korunması hukuk devletinin gereğidir. Tamamlanmış hukuki durumları yeni yasa veya düzenleyici kuralın etkilememesi onlar üzerinde hukuki sonuçlar doğurmaması kazanılmış hakların saklı tutulması amacını güder.
Ancak, henüz tamamlanmamış veya devam eden hukuki durumlara yeni düzenleyici kuralın (olayımızda iptal hükmü) derhal yürürlüğe girme niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını doğuracaktır. (HGK. 9. 3. 1908 gün 1987/2-860, 1988/232). Diğer taraftan Anayasanın 153 ncü maddesi ile Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu vs Yargılama Usulleri Hakkındaki 44 sayılı kanunun 50 nci maddesinde Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürüyemiyeceği belirtilmişse de, bu hükmün iptal kararlarının çekişme haline getirilmemiş işlemlere etkili olmayacağı manasında anlaşılması gerektiği; diğer bir anlatımla bu hükümlerin kazanılmış sübjektif hakların korunması amacına yönelik bulunduğu, henüz oluşmamış veya çekişme haline getirilmiş olaylara teşmil edilemiyeceği muhakkaktır. (Anayasa Mahkemesinin 8.12.1967 gün ve 1961/59-1967/1095;  19.12.1989 gün ve 1989/14-1989/49 kararları)
Ayrıca, bir kural işlemle kur cilan statünün, Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla ya da bir başka kural işlemle kaldırılması durumunda, bu statüye bağlı öznel (sübjektif) işlemlerin de geçersiz duruma düşmesi doğaldır. Dolayısıyla bu öznel işlemlerle, ortadan kalkan statüye dayanarak ileriye donuk haklar elde edilemez. Anayasanın bağlayıcılığı, Anayasa Mahkemesi kararlarına tüm devlet organlarının uyma zorunluluğu ve Anayasanın üstünlüğü ilkesi, Anayasa 'ya aykırı bir kuralın, aykırılığın saptanmasından sonra uygulanma alanı bulmasını kesinlikle önler. İptal kararlarının geriye yürümezliği kuralı belirtilen anlam çerçevesinde geçerlidir. (Anayasa Mahkemesinin 12.12.1989 gün ve 1989/11- 1989/48 sayılı kararı)
Hal böyle olunca; Anayasa Mahkemesinin ip la l ve yürürlüğün durdurulmasına dair kararının verildiği 20.5.1998 gününe kadar oluşan tamamlanmış statüler ayrık olmak üzere; çekişmeli hale getirilmiş veya tamamlanmamış (iptal edilmeseydi 27.5.1998 gününe kadar tamamlanma olanağı gözetilerek) hukuki durumlara iptal edilen yasa hükümlerinin uygulanamıyacağı dolayısı ile kiracı konumundaki davalının haksız, fuzuli işgalci durumuna düşmeyeceği görüşündeyiz.
Elatmanın önlenmesi isteğini kabul eden yerni mahkeme kararının yukarda açıklanan nedenlerle bozulması gerektiği inancıyla hükmü onayan sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini