Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/6483
Karar no: 1999/6882
Tarih: 24.6.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
TAPU İPTALİ VE TESCİL
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA VAADİ SÖZLEŞMESİ
 
ÖZET: Ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi ile bakım borçlusuna temlik edilen taşınmazın, başkasına devredilmesini önleyen bir yasa hükmü yoktur.
Borçlar Kanununun 513; Medeni Kanunun 807 ve 808. maddeleri, bakım alacaklısı yararına yasal ipotek hakkı bahşetmiştir.
Bakım alacaklısının, yeni malike karşı yasal ipotek hakkını kullanabilme olanağı, tapuya süresinde kayıt yapılarak sağlanmamış ise; bakım borçlusuna karşı, sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğundan söz edilmek suretiyle tazminat davası açılabilir.
(818 s. BK. m. 511, 513)
(743 s. MK. m. 807, 808)
 
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada mahkemece verilen karar, süresinde temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
 
Davacı vekili, müvekkilesine ait 775 ve 776 parsel sayılı taşınmazların davalıya ölünceye kadar bakma ve gözetme sözleşmesi ile temlik edilmiş olmasına karşın; davalının bakıp gözetme yükümlülüğünü yerine getirmeyerek sözleşmeye aykırı davrandığını ileri sürmüş; iptal isteğinde bulunmuştur.
 
Mahkemece (... davaya konu yapılan taşınmazların dava dışı kişiler adına tapuda kayıtlı olduğu...) gerekçesiyle davanın sıfat yokluğu noktasından reddine karar verilmiştir.
 
Dosyaya getirtilen kayıt ve belgelerden; "kargir ev, samanhane ve bahçe" niteliğindeki (4900) m2 lik 775 parsel sayılı taşınmazın 1/2 yarı payı ile "bahçe" niteliğindeki (8200) m2 lik 776 parsel sayılı taşınmazın tamamının davacı Fatma'ya ait iken; 21.1.1994 tarihinde ölünceye kadar bakma sözleşmesine bağlanıp, davalı Mustafa'ya temlik edildiği; bu temlikten bir süre sonra davalının, 775 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 yarı payını ve 776 parsel sayılı taşınmazını vermek; karşılığında da "tarla" niteliğinde olan (6162) m2 lik 150 parsel sayılı taşınmazı dava dışı Necmi, isimli kişiden almak suretiyle 15.2.1995 tarihli resmi trampa işlemini gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Ne varki, bakım borçlusunun (davalının) sözleşmeden sonra taşınmazların mülkiyetini elden çıkarması ve bakım alacaklısı davacının da muvazaalı devirlerden söz edip yeni (sonraki) malik yada malikler aleyhine dava açmamış olması; onu (bakım borçlusu davalıyı), sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğundan kurtaramaz. Öyle ise, sözleşenler arasında görülen eldeki davada; işin esasına girilerek soruşturmanın tamamlanması; hak ve adalete en uygun düşecek çözüme ulaşılması zorunludur. Uyuşmazlığa çözüm getirmekle görevli bulunan yargıç tarafların durumuna ve olayın özelliğine bakarak en elverişli tazmin şekli seçmek durumundadır. Kuşkusuz çoğu zaman tazmin parayla olacaktır. Fakat gerektiğinde aynen tazmin yoluna da gidilebilecektir.
 
Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetmek sözleşmesi basitçe taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla tarih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme BK'nun 511. maddesinde "kaydı hayat ile bakma mukavelesi, akitlerden birinin diğerine ölünceye kadar bakmak ve onu görüp gözetmek şartıyla bir mamelek yahut bazı malların temlikini iltizam etmesinden ibaret olan bir akit" olarak tarif edilmiştir.
 
Anılan yasanın bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerinde belirtildiği gibi ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile, bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp, ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer. Hemen belirtmek gerekir ki, bakım borçlusunun bakıp gözetmek yükümlülüğü, aksi kararlaştırılmadığı sürece bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp, ikametini temin etme yanında, besleme giydirme hastalığında hekime götürüp, gerekli ihtimamı gösterme, manevi yönden her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri de içerisine alır. Kuşkusuz bakım borçlusu yükümlülüklerini yerine getirirken, aldığı malların kıymetine, bakım alacaklısının önceden sahip olduğu içtimai mevkiine ve hakkaniyet kurallarına göre hareket etmek zorundadır. Öte yandan, yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sonuçları BK.'nun 517. maddesinde açıklanmış sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez olmuşsa, yada başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan her birinin tek yanlı olarak sözleşmeyi fesh etme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme hakkı tanınmıştır. 0 halde yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili (makable şamil) olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.
 
Öte yandan, ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi ile bakım borçlusuna devir ve temlik edilen taşınmazın başkasına devredilmesini önleyen bir yasa hükmü yoktur, Esasen bu husus mülkiyetin doğal bir sonucudur.
 
Nevarki ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi ile bakım alacaklısı hayatı boyunca bakılıp gözetilmeyi isteme gibi daha az teminatlı bir kişisel hak karşılığında taşınmazının mülkiyetini devretmektedir. İşte yasa koyucu sözleşmenin yanları arasındaki bu dengesizliği gidermek amacıyla bakım alacaklısı yararına devrettiği taşınmaz üzerinde Medeni Kanunun 807 ve 808. maddeleri yanında Borçlar Kanununun 513. maddesi ile de yasal bir ipotek hakkı bahşetmiştir.
 
Ancak, bakım alacaklısı yasalarla kendisine tanınan bu ipotek hakkını temlik tarihinden itibaren üç aylık süre içerisinde herkese karşı ileri sürebilirse de, söz konusu hak düşürücü süre geçtikten sonra üçüncü kişilere karşı ipotek hakkını kullanabilmesi tapu siciline tescil ettirmesine bağlıdır. Başka bir anlatımla; bakım alacaklısının, değinilen hak düşürücü süre içerisinde tapuya tescil ettirmediği takdirde yasal ipotek hakkını, muvazaalı temlikler dışında üçüncü kişilere karşı kullanmasında yasal olanak yoktur.
 
Hal böyle olunca; öncelikle bakım borçlusu davalının mülkiyetine trampa yoluyla geçen 150 sayılı parsel kaydının dosyaya getirtilmesi; işin esası yönünden tarafların delillerinin eksiksiz toplanılıp değerlendirme yapılması; ayrıca, önceden açılan davadan vazgeçilmesinin sonradan ortaya çıkan vakıalara dayalı yeni bir davanın açılmasına engel olamayacağı kuralının da gözetilmesi; toplanıp değerlendirilecek delillerin sözleşmeye aykırılık iddiasını doğrulaması durumunda; bakım alacaklısı davacıya, sözleşmeyle davalıya verdiklerinin karşılığı olarak davalının trampadan aldığı taşınmaz (150 sayılı parsel) mülkiyetinin (iptal ve adına tesçil yoluyla) bırakılıp bırakılmayacağının, yukarıda değinilen ilkeler ve yasal düzenlemeler uyarınca tahlil ve takdir edilmesi; buna (aynen tazmine) imkan görülememesi halinde ise; para ile tazmin ve hakkın uygun bir tazminata hükmedilerek teslimi hususunun değerlendirilmesi ve sonucu doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken işin esası incelenmeden davanın sıfat yokluğu gerekçe gösterilip reddedilmesi isabetsizdir.
 
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.6.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini