 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/4398
Karar no: 1999/5240
Tarih: 17.5.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU İPTALİ VE TESCİL
677 SAYILI KANUN GEREĞİ HAZİNEYE DÖNEN TAPUSUZ
MİRİ ARAZİ
ZİLYEDLİKLE KAZANMA
ÖZET : 677. sayılı Kanun gereği Hazineye dönen tapusuz miri araziler üzerinde zilyetlikten mülk edinme koşullarının gerçekleşebileceği kabul edilmelidir.
Öte yandan "berat" çoğu kez ferman ile eş anlamlı kullanılır ve zilyetliğin delili sayılır.
(3402 s. Kadastro K. m. 14)
(743 s. MK. m. 639)
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada, mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Hükmüne uyulan Daire bozma kararında, vakıf malların zilyetlikle mülk edinilebilmesinin koşulları, ayrıntılı olarak ve ilkelerine de değinilerek açıklanmış; sonuç bölümünde ise (... öncelikle Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünden ve Vakıflar Genel Müdürlüğünden bilgi alınmak, gerektiğinde konunun uzmanı kişilerden seçilecek bilirkişi veya bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılmak suretiyle davada dayanılan belgenin niteliğinin; Özellikle, vakfın türünün saptanmasının zorunlu bulunduğu...) vurgulanmıştır.
Dosyaya Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı imzasıyla gelen 11 Eylül 1997 günlü yazıda, (.... bu vakfa ait vakfiye kaydına rastlanılamamış ise de, tasdikli bir sureti ekte gönderilen 1246 H. (1830 M.) tarihli beratın incelenmesinden, vakfa ait bir adet hayrat nev'inde zaviye ve zaviyenin hizmet ve ihtiyaçlarına gelirleri sarf olunmak üzere beş adet mezra ile bir adet değirmenin vakfedildiği anlaşılmıştır...) şeklindeki ifadelere yer verilmiştir. Bunun yanısıra, uzman bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 6.10.1997 ve 18.12.1997 günlü raporlarda da (.... davada dayanılan belgenin bir vakıfname değil, bir "beraat" sureti olduğu belgede, onacak isimli bir zaviyenin varlığının belirtildiği; H oğulları zamanından beri zaviyenin şeyhleri tarafından kullanıla gelen tahminen 400 ve 500 dönüm vakıf mezrasına; ayrıca, "onacak zaviyesine yakın yirmi dönümlük ve otuz dönümlük vakıf yerler bulunduğuna; vakıf kapsamındaki değirmene değinildiği...) açıklanmıştır. Ayrıca, mütercim Ahmet imzalı 5.9.1997 günlü rapor ise, kaydına rastlanılamamış 'Onacak zaviyesi vakfının" varlığını; vakfa ait bir adet hayrat nev'inden zaviye ve zaviyenin hizmet ve ihtiyaçlarına gelirleri sarf olunmak üzere beş adet mezra ile bir değirmenin vakıf kapsamında bulunduğunu doğrulamaktadır.
Bu itibarla uyuşmazlığın çözümlenmesinde, 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerin İlgasına ilişkin Kanunun gözardı edilemeyeceği kuşkusuzdur.
Hemen belirtilmelidir ki; Tekke ve Zaviyelere ait vakıflara vakfedilen sahih malların mülkiyeti, Vakıflar Genel Müdürlüğüne geçmiş ve mazbutiyet durumu doğmuştur. Miri araziden olup, vakfın doğrudan doğruya tasarruf una bırakılan haklarına gelince; tahsis artık muteber sayılmayan bir mahiyet almış bulunduğundan vakfın tasarruf hakkı sona ermiş ve 677 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle bu gibi yerler üzerindeki hazinenin mülkiyet hakkı kayıtsız olarak kalmıştır (Dr. Suat BERTAN; Ayni Haklar; Cilt. 1, Sh. 84 ve devamı). O halde; 677 sayılı Kanun gereği hazineye dönen (avdet eden) taşınmazlardan tapuda kayıtlı olanların zilyetlikle mülk edinilmesi olanağının oluşacağı elbette söylenemez. Nevar ki, hazineye dönen tapusuz miri araziler üzerinde zilyetlikten mülk edinme koşullarının gerçekleşebileceğinde duraksamaya yer olmamalıdır.
Öte yandan, davada dayanılan 1246 H. (1830 M.) tarihli beratın; zilyetlikten ötürü mülk edinmeyi engelliyen bir mülkiyet belgesi niteliğinde kabul edilmesi olanağı yoktur. Berat; çoğu kez ferman ile eş anlamlı olarak kullanılır (Bkz. Ferit Develioğlu; Osmanlıca - Türkçe Lügat). Belirtilen niteliğinden dolayıda zilyetliğin delili sayılır (3402 SK. Md. 14).
Yukarıda belirtilen ilke ve olgular ile dosya içeriği ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, davanın reddedilmesi açıklanan gerekçelere göre sonucu bakımından doğrudur.
Davacı Vakıflar Genel Müdürlüğünün temyiz itirazları yerinde değildir, reddiyle hükmün (ONANMASINA), 17.5.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.