 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/12042
Karar no: 1999/11960
Tarih: 18.11.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MEN'İ MÜDAHALE
TESBİT HARİCİ BIRAKILAN YER
ZİLYEDLİKLE KAZANMA
ÖZET : Hazine tarafından, kadastroca tesbit harici bırakılan yere ilişkin olarak gerçek kişi aleyhine açılan elatmanın önlenmesi davasında; davalı kadastro öncesi nedenleri ileri sürüp, hak sahibi olduğunu hükmen kanıtlayamadığı ya da sonraki imar-ihya ve buna bağlı zilyedliğine dayanarak dava açıp, MK.nun 639. maddesinde öngörülen koşulların yararına gerçekleştiğini gösteren kesinleşmiş bir tescil kararı ibraz edemediği sürece, tesbit harici bırakma işlemi hukuki varlığını korur.
(743 s. MK. m. 639)
(3402 s. Kadastro K. m. 16/c)
Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davada, Mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı Hazine, davaya konu taşınmazın, kadastroca tesbit harici (dışı) bırakılmasına karşın; davalı kişinin taşınmaza elattığını bildirmiş; elatmanın önlenilmesi ve 3402 sayılı Yasanın 18. maddesine göre tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı kişi (Sadettin) çekişmeli taşınmazda babasının ve onun ölümüyle kendisinin 40 yıldır zilyet olduğunu savunmuştur.
Mahkemece (...dava konusu taşınmazın 1950 yılından bu yana "tarla" niteliği ile babası Tevfik ve ölümüyle davalı Sadettin'in zilyetliğinde bulunduğunun anlaşıldığı...) olgusu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; tesbit harici (dışı) bırakılma işlemi de bir kadastro işlemidir. Çekişmeli taşınmazın kadastro sırasında devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer niteliğini taşımasından ötürü tesbit harici (dışı) bırakıldığı anlamına gelir. Davalı kişi, kadastro öncesi nedenleri ileri sürüp, hak sahibi olduğunu hükmen kanıtlayamadığı yada sonraki imar-ihya ve buna bağlı zilyetliğine dayanarak dava açıp, MK.nun 639. maddesinde öngörülen koşulların yararına gerçekleştiğini gösteren kesinleşmiş bir tescil kararı ibraz edemediği sürece, tesbit harici (dışı) bırakma işlemi hukuki varlığını korur.
Öte yandan, toplanan deliller ve yapılan uygulama; çekişmeli yerin tesbit harici bırakılmasından sonra bu yerdeki imar - ihya ve zilyetlik nedeniyle davalı kişi yararına mülk edinme koşullarının oluştuğu sonucunu da ortaya çıkarabilir. Nevarki, değinilen olgunun gerçekleştiği ve savunma (def'i) yoluyla ileri sürüldüğü gerekçesiyle davanın reddedilmesine, MK.nun genel hükümlerine göre olanak yoktur.
Hal böyle olunca, herhangi bir mağduriyete sebebiyet verilmemesi ve uyuşmazlığın askıda bırakılmaması için davalı Sadettin'e MK.nun 639. maddesi uyarınca dava açabilme olanağının (önel verilerek) sağlanması; açıldığı takdirde eldeki dava bakımından bekletici sorun yapılması ve o davada verilip kesinleşecek ilamın değerlendirilmesi suretiyle bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu üzere davanın reddedilmesi isabetsizdir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.11.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.