Davacı tarafından,davalı aleyhine açılan davada mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle,dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacılar, hükmen edindikleri 22975 m2 lik taşınmazın bir kısmının yolda , bir kısmının da 9 ve 10 nolu parsellerde kaldığını ileriye sürüp; iptal, tescil ve elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuşlardır.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Çekişme konusu taşınmazların da içinde bulunduğu geniş bir alanın 1955 yılında yapılan kadastroca tespit dışı bırakıldığı, 1983 yılında da imar planı uyarınca 798 parsel numarası ile hazine adına tescil edildiği daha sonra imar uygulaması yapılarak yeni ada ve parsellerin oluştuğu, davacıların miras bırakanı tara tından açılan 1985/317; 1986/34 sayılı dava sonunda (22.975) m2 iik bolüm yönünden davanın kabul edildiği ve davacıların murisinin 6,7 ve 8 nolu imar parsellerinde paydaş kılındığı ancak, hükmen edinilen 22975 m2 lik

taşınmazın 700 m2 sinin hazine adına kayıtlı 9 nolu imar parselinde, 1350 m2 sinin özel idare adına kayıtlı 10 nolu imar parselinde , 325 m2 sinin de yolda kaldığı 9 nolu parselin Alarm tesisleri yapılmak üzere Milli Savunma Bakanlığına tahsisli olduğu, 10 nolu parselin ise, okul yeri olarak ayrıldığı toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.

Ne varki, davacıların murisi tarafından Milli Savunma Bakanlığı aleyhine 6,7 ve 8 nolu parseller hakkında açılan kamulaştırmasız elatmanın önlenmesi ve tazminat isteğine ilişkin 1988/162-1991/408 sayılı dava, ".. taşınmazlara 1965 yılında idarece el konulduğu, 2942 sayılı yasanın 38. maddesi uyarınca 20 yıllık süresinin geçirildiği.." gerekçesiyle reddedilmiş, Yargıtay'ca onanarak kesinleşmiştir.

Yine Milli Savunma Bakanlığı tarafından muris aleyhine açılan 1992/850 Esas, 1993/357 Karar sayılı dava sonunda, " taşınmazların kamu hizmetine ayrıldığı ve bu tarihten itibaren 20 yıl geçtiği gerekçesiyle 6,7 ve 8 nolu parsellerdeki davacılar murisine ait payların iptali ile hazine adına tesciline ilişkin karar da kesinleşmiştir.

Eldeki davaya konu çekişmeli yerlerin yukardaki davalara konu taşınmazlarla aynı toprak karakterini taşıyan; aynı tarihlerde kamu idarelerince el konulan taşınmazların devamı niteliğinde olduğu da anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin taktirinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.

Hazinenin ve davalı özel idarenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcına temyiz edene geri verilmesine 15.6.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972