 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/5164
Karar No : 1998/5541
Tarih : 4.5.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacılar tarafından, davalılar aleyhine açılan davada mahkemece verilen görevsizliğe dair kararın süresinde temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Davacılar, maliki bulundukları, 1033 ada 98 parselin toplam alanının 351.95 m2 olduğunu kadastro ölçümünde ise 344.79 m2 olarak gösterildiğini, daha önce ölçümün düzeltilmesi için açtıkları davanın kabulüne karar verildiğini ancak 1.Hukuk Dairesinin 1996/4899 esas 5587 karar 13.5.1996 tarihli ilamı ile mahkeme kararının bozulduğunu bozmadan sonra yapılan bilirkişi incelenmesinde taşınmazın 8.93 m2'lık kısmının 25 parsel 1.3.86 m2'lik kısmının 97 parsel sayılı taşınmazlarda kaldığının belirlendiğini 25 ve 97 parsellerdeki bu kısımların iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir.
Ne varki davacıların isteği açık olmayıp, davanın taksimat hatasından mı? Kaynaklandığı yoksa kadastro öncesi bir nedene dayanarak iptal ve tescil isteminde mi? Bulundukları kesin olarak belli değildir.
Öte yandan bilirkişi raporları soyut içerikli olduğu gibi, çelişkili bulunmaktadır.
Hal böyle olunca, davacı yana iddiasının yeniden açıklattırılması, dava konusu parselin tapulama öncesi kendi mülklerinde iken, bir kısmının komşu 25 ve 97 parseller içerisinde kaldığını mı? İleri sürdükleri, yoksa orijinal ölçüm ve hesaplara aykırı olarak paftaya geçirilmek suretiyle davalıların parselleri içerisine dahil edildiğini mi iddia ettiklerinin sorulması, bundan sonra yerinde uzman bilirkişi aracılığıyla yeniden keşif yapılması çekişmeli bölümlerin hangi parseller içinde kaldığının bu yerin davacılara ait olup olmadığının açık olarak belirlenmesi davalılara ait parsellerin içerisinde kaldığının tesbiti halinde davanın 3402 sayılı yasanın 41.maddesine göre çözümünün mümkün olamıyacağı, başka bir anlatımla görevsizlik kararının verilmemesi gerektiğinin gözönünde tutularak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 4.5.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.