Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/581
Karar No : 1997/2800
Tarih : 4.3.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • TAPU İPTALİ VE TAZMİNAT
  • TAPU SİCİLİNİN ALENİYETİ VE GÜVEN İLKESİ
  • İYİNİYETLİ İKTİSAP KORUMU
  • KÖTÜNİYET İDDİASI DEFİ DEĞİL İTİRAZDIR. İDDİA VE MÜDAFAANIN GENİŞLETİLMESİ YASAĞINA TABİ OLMAKSIZIN HER ZAMAN İLERİ SÜRÜLEBİLECEĞİ GİBİ MAHKEMECEDE RESEN (KENDİLİĞİNDEN) NAZARA ALINABİLİR. (İÇT.BİRL. 81.11.91 90/4-91/13)
  • İHALE FESHEDİLMİŞ VE KESİNLEŞMİŞSE MÜKTESİBİN İYİNİYETLİ OLUP OLMADIĞI ARAŞTIRILMALIDIR.
  • KISA ARALIKLARLA SATIŞ KÖTÜ NİYETİN GÖSTERGESİDİR.
 
Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan tapu iptali ve tazminat davasının yapılan yargılamasında, Mahkemece davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen karar, davalılar Meral G... ve İhsan vekilleri tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle duruşma günü olarak saptanan 4.3.1997 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden Meral S... vekili Avukat Raziye Ü..., Gülay U... vekili Avukat Nevdet P... ile temyiz edilen vs.vekili Avukat Vemil C... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden vekili avukat gelmedi, duruşmada başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı bilahare dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR
Hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları.,dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyiniyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla Medeni Kanunun 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 901 ve 902, tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 93l.maddesinin özel hükümleri getirilmiştir. Öte yandan bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus  sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarakta tapuya itimat edip taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke M.K.nun 931.maddesinde aynen "tapu sicilindeki kayda hüsnüniyetle istinat ederek mülkiyet veya diğer bir ayni hakkı iktisap eden kişinin bu iktisabı muteber olur" şeklinde yer almış aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğinde bulunan 932.maddede başka bir ifade ile tekrarlanmıştır. Söz konusu maddeye göre tapu sicilinde ismi geçen kişinin gerçek hak sahibi olduğuna inanan veya kendinden beklenen tüm özeni göstermesine rağmen gerçek malik olmadığını, tapu sicilinde yolsuzluk bulunduğunu bilmesi imkansız olan kişinin iktisabı geçerlidir.
Ne var ki, tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplam düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır. Bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima gözönünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim bu görüşten hareketle "kötü niyet iddiasının defi değil itiraz olduğu, iddia ve müdafanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı ilkeleri 8.11.1991 tarih 1990/4 esas 1991/13 sayılı İnançları Birleştirme Kararında kabule dilmiş, bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda gelişmiştir. Somut olayda ise, 6024 ada 13 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 50/320 arsa paylı 1 kat 2 nolu bağımsız bölüm davacı adına kayıtlı iken, bu kişinin kocası olan yüklenici Mustafa'nın davalı Erol'dan faizle alınan borç paranın teminatı için taşınmaz kaydına ipotek konulduğu borcun ödenmemesi üzerine yapılan icra takibinin kesinleştiği ve icra ihalesinden buranın 16.8.1990 tarihinde davalı Meral'e 29.500.000 TL'ye ihale edildiği, Meral vekilininde burayı 16.11.1990 günü İhsan'a aynı bedelle sattığı, İhsan'ında bu taşınmazı 29.1.1991 tarihinde Gülay'a temlik ettiği tartışmasızdır. Yine davacı Ayşenin davalılar Erol, Meral ve İhsan'ı hasım göstererek icra ihalesinin feshi istemiyle açmış olduğu davası kabulle neticelenmiş ve Yargıtay 12.Hukuk Dairesince de onanarak kesinleşmiştir. Yerel Mahkemece temliklerin kısa aralıklarla yapılması, ara malik İhsan'ın bu davanın açılıp kendisine tebligat yapıldıktan sonra öteki davalı Gülay'a satması, kötü niyetli olduklarını gösteren bir delil olarak kabul edilmiş, ayrıca davalıların birbirlerini tanıdıklarından söz edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ne varki, 2 ve 3. El durumda olan İhsan ve Gülay'ın icra ihalesinin yolsuz olduğu, feshi gerektiğini bilip bilmedikleri ayrıca ihaleden alan kişi ve vekili dahil tüm davalıların birbirlerini tanıyıp tanımadıkları, aralarında iş, arkadaşlık ve akrabalık ilişkisinin bulunup bulunmadığı üzerinde yeterince durulup gerekli araştırma yapılmamış, özellikle İhsan ve Gülay'ın kötü niyetli olup olmadıkları bir kuşkuya yer bırakmıyacak biçimde ortaya çıkarılmamıştır.
Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda tanıkların yeniden dinlenilmesi, varsa öteki tüm delillerin toplanılması davalılardan 2 ve 3.el olanların kötü niyetli olup olmadıklarının kesin olarak saptanması hasıl olarak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalılar İhsan ve Gülay'ın bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan sebepten ötürü HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine 16.5.1995 tarihinde yürürlüğe giren av. Ücret tarifesinin 12.maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekilleri için 6.000.000.- TL. duruşma av.parasının temyiz edilenden alınmasına 4.3.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini