Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada mahkemece verilen karar, süresinde temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

 

Davacılar, müştereken maliki oldukları tapulu taşınmaza davalının bina yaparak elattığını ileri sürmüş, elatmanın önlenilmesi ve yıkım isteğinde bulunmuşlardır. Davalı, yapılandığı yerin satışının önceki paydaşlardan Hasan tarafından kendisine vaadedildiğini, buraya iyiniyetle binasını yaptığını savunmuştur.

 

Bilindiği üzere satış vaadi sözleşmesi ilgilisine ayni değil, kişisel hak sağlar. Hal böyle olunca, yıkım yönünden ileride giderilmesi olanaksız bir mağduriyete yer verilmemesi için davalıya, satış vaadi sözleşmesi uyarınca cebri tescil (ferağa icbar) davasını açabilme olanağının (önel verilerek) tanınması, açıldığı takdirde o davanın eldeki dava için bekletici sorun yapılması ve ondan sonra bir hüküm kurulması gerekirken, satış vaadi sözleşmesine değer verilerek yazılı olduğu üzere davanın reddedilmesi doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.4.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972