 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/429
Karar No : 1997/1238
Tarih : 5.2.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- MURİS MUVAZAASI
- TAPU İPTALİ VE TESCİL
KARAR ÖZETİ : İştirak halinde mülkiyette açılan davada dava dışı ortaklar bulunur. Son davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine atanacak temsilci aracılığıyla (MK.581) davanın sürdürülmesi gerekir.
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada, Mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilir, ekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Dava, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece istek doğrultusunda. terekeye iade hususunda karar verilmiştir. Nevar ki, miras bırakanın taraflardan başka mirasçılarının da bulunduğu sabittir.
İştirak halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan Kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
M.K.nun 629-631. maddelerinde düzenlenen bu tüt- mülkiyetin ( ortaklığın ) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde; ortaklardan herbirinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan; birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından, paydaş değil, ortaktır. Bu kural, M.K. nun 629. maddesinde "... ortaklardan her birinin hakkının o eşya bütününe yaygın olacağı..." biçiminde açıklanmıştır. İştirak halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya iştirak halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm, işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği .ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
M.K.nun 630/2.maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne vaki davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir.
(11.10.1982 tarih 1982/3-2 sayılı içtihadı birleştirme kararı) nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.
Somut olayda, iştirak halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine M.K.nun 581.mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir. Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK:nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına 5.2.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.